14 Ocak 2008 Pazartesi

İnternete Bağlanabilen Şemsiye



Japonlar teknolojide dur durak bilmiyor. Bu kez sıra şemsiyelere geldi. İnternete bağlanabilme özelliğine sahip olan bu şemsiye wireless yani kablosuz internet sistemiyle çalışıyor. Yağmurlu bir günde dışardasınız ve canınız o anda internete bağlanmak istedi. Artık çoğu semtlerde kablosuz (wireless) internet bağlantısını olduğunu biliyorsunuz. Ancak yanınızda şemsiyenizden başka bişey yok. İşte burda devreye "Pileus" giriyor. Görüntü şemsiyenin iç kısmına yansıyarak internete bağlanabiliyor, video oynatabiliyor yada fotoğraf gösterebiliyorsunuz. Ancak üzülerek söylemeliyiz ki "Pileus" adı verilen bu şemsiye henüz şatışa çıkmadı.

PKK, ASElPOD'la vurulacak



TSK'nın operasyonlarını kolaylaştıracak sisteme sadece ABD ve İsrail sahip

Aselsan, savaş uçaklarının, gece şartlarında 'gündüz gibi' operasyon yapmasına imkan veren, tamamıyla yerli ASELPOD sistemi
tasarım ve üretim çalışmalarını hızlandırdı.

ASELSAN, 16 Aralık'ta PKK kamplarına gece ve kış şartlarında yapılan operasyonda başrolü oynayan LANTIRN (Low Altitude Navigation and Targeting InfraRed for Night-Gece için Alçak İrtifa Seyrüsefer ve Hedefleme Kızılötesi Işını) sisteminin yerini alacak olan ASELPOD (Hedefleme ve Seyrüsefer Podu) sistemi tasarım ve üretimi çalışmalarını sürdürüyor.

ASELSAN tarafından, tamamen özgün ve güncel teknoloji ile geliştirilen ASELPOD sistemi ile Türk savaş uçakları, yüksek hassasiyet ve performansla çalışan milli bir hedefleme sistemine sahip olacak.

DÜNYADA YALNIZCA BİRKAÇ ÜLKE BU SİSTEME SAHİP...
26 Haziran 2006'da Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile yapılan anlaşma gereği ASELSAN, 36 ayda geliştireceği ASELPOD'u, bir yıl içinde kullanıma hazır hale getirecek.

Türk Hava Kuvvetleri, 2009'dan itibaren ASELPOD'un geliştirilip hizmete sunulması ile ileri teknoloji ürünü milli yazılımlı bir hedefleme sistemine sahip olacak.

Benzer sistem dünyada ABD ve İsrail'in de aralarında bulunduğu birkaç ülke tarafından üretilip, kullanılıyor.

2009 yılından itibaren F-16 ve F-4'lerde kullanılacak ASELPOD, uçakların gece görüş, lazerle işaretleme, hedef bulma ve bombalama hassasiyeti gibi kabiliyetlerini en üst düzeye çıkaracak, gece operasyonlarında pilotlara büyük kolaylık sağlayacak.

GECE VE KIŞ ŞARTLARINDAN ETKİLENMİYOR...

F-16 ve F-4E/2020 savaş uçaklarına takılacak ASELPOD sistemi, pilotun yükünü asgariye indirirken, uçakların harekat kabiliyetini arttıracak.Sistem ''pod'' olarak adlandırılan iki ayrı ileri teknoloji ürünü parçadan oluşuyor. Sistemlerden biri gece veya bozuk meteorolojik şartlarda bile pilota mükemmel bir görüş sunuyor.

Alınan görüntüler pilotun önündeki ekrana yansıtılıyor. Diğeri de lazerle hedefi işaretliyor ve bu sayede hedefler nokta atışla imha ediliyor.

ASELPOD'un testleri başarı ile tamamlamasından sonra, Eskişehir'deki 1.Hava İkmal Bakım Merkez Komutanlığı'nda Tük Hava Kuvvetleri'ne ait bütün F-16 ve F-4E/2020 savaş uçaklarına takılarak, mevcut sistemlerle entegrasyonu sağlanacak.

HAREKAT KABİLİYETİ ARTACAK...

F-16 ve F-4E/2020 savaş uçaklarına takılacak sistem pilotun yükünü asgariye indirirken, uçakların harekat kabiliyetini artıracak.Sistem termal ve gündüz kameralarının sağladığı görüntüler üzerinden otomatik olarak çoklu hedefleri izleyebilecek.

Sistemlerin bakım ve onarımı milli imkanlarla dışa bağımlı olmadan kısa sürede gerçekleştirilecek. Bu da savaş uçağı filolarının göreve hazırlık oranını yükseltecek.

Uçak üzerindeki diğer sistemlerle bütünlük içinde çalışacak olan ASELPOD, içerisinde değiştirilebilir birimler barındıracak. Böylece sistemin bakım-tamir süreleri azalacak ve arızalı birimler kolaylıkla değiştirilebilecek.

SİSTEM NELER KAZANDIRACAK?

Savunma Sanayii Müsteşarlığının desteklediği LANTIRN'dan daha gelişmiş yüksek teknoloji gerektiren, tamamıyla milli tasarımlı ve yazılımlı sistemin Türk savaş uçaklarına kazandıracağı yeteneklerden bazıları şöyle sıralanıyor:

-Pilota gece görüş ve hedefleme kabiliyeti sağlayacak termal kamera.
-Pilotun görüş kabiliyetini artıracak yüksek büyütmeli gündüz kamerası.
-Lazer güdümlü mühimmatlara uygun işaretleme yapabilecek ve pilota hedef mesafe bilgisi iletecek Lazer Hedef İşaretleme ve Mesafe Ölçme Cihazı. Bu sayede Türk Savaş pilotları güdümlü bomba ve füzelerle hedefleri 12'den vuracaklar.
-Geniş termal görüş açısı sayesinde, orta/yüksek irtifa navigasyon yeteneği.
-Başka bir lazer kaynağı tarafından işaretlenen hedefin tespit edilerek otomatik olarak izlenmesi.
-Hedefleri video üzerinden otomatik olarak izleyebilme.
-Hedef konum bilgilerinin tespit edilerek ekranda sergilenmesi.
-Müşterek harekatlarda hedefin diğer unsurlara gösterilmesi amaçlı Lazer Aydınlatma işlevi.
-Hedef koordinat ve yönelim bilgilerinin yüksek hassasiyetle belirlenebilmesi için Ataletsel Ölçme Birimi.
-Uygun mühimmatın hedefe yüksek hassasiyetle gönderilmesi.
-İstihbarat ve harp hasar değerlendirme işlevi için Sayısal Video Kayıt Cihazı

Sürücüsüz otomobile doğru



Kendi kendine gidiyor, park ediyor. Sürücüsü yok ve bilimkurgu değil.
Dünyanın en büyük otomobil üreticisi General Motors (GM) şirketi, kendi kendine park bile edebilen sürücüsüz otomobillerin 10 yıl içinde satışa çıkabileceğini bildirdi.

GM Başkan Yardımcısı Larry Burns, GM'nin, yedek parça üreticilerinin, üniversite mühendislerinin ve diğer otomobil üreticilerinin, kısa ve uzun mesafeli yolculuklarda devrim yaratacak bir araç üzerinde çalışmakta olduklarını belirterek, "Bu bilim kurgu değil" diye konuştu.


İlk kullanım otoyollarda

GM'nin sürücüsüz teknoloji donanımlı araçlarda pahalı olmayan bir bilgisayar çipi ve anten kullanmayı planladığını belirten Burns, bu teknolojinin ilk kullanım alanının otoyollar olacağını, ancak istendiğinde şehir içinde de sürücüsüz kullanıma geçme seçeneği olması gerektiğini kaydetti. Burns, sürücüsüz otomobil teknolojisini 2015'e kadar test etmeyi amaçladıklarını, ilk araçlarınsa 2018'de yollara çıkabileceğini belirtti.

Lazer televizyon geliyor



Görüntü kalitesinde son nokta...

Mitsubishi dün gece Las Vegas The Palms Hotel in çatısında düzenlenen bir gösteriyle teknolojinin son ürünü olan “yüksek çözünürlüklü lazer televizyonlarını” (Laser HDTV) dünyaya tanıttı. Lazer teknolojisinde lider olan ve led-lazer marketinin %75 ini elinde bulunduran firmanın bu avantajlarını kullanarak hayata geçirdiği proje bir evrim niteliğinde.

65 inch (165cm) boyutundaki televizyon, harcadığı güç, hafiflik, dizayn, renk kalitesi ve kontrastı ile piyasadaki diğer düz-panel televizyonları sıradan kılıyor. Fiyat ve çıkış tarihi hakkında net bir bilgi vermeyen Mitsubishi’nin 2008 içinde televizyonu piyasaya sürmesi bekleniyor.

En büyük plazma televizyonu



Dünyanın en büyük plazma televizyonu, Japon elektronik üreticisi Panasonic tarafından üretildi.

Dünyanın en büyük plazma televizyonu, Japon elektronik üreticisi Panasonic tarafından üretildi. Las Vegas'ta düzenlenen fuarda tanıtılan plazma televizyon 150 inç. 3,8 metre çapındaki televizyon, önceki yıl Sharp tarafından tanıtımı yapılan 108 inç LCD televizyondan daha büyük.

Panasonic tarafından fiyatı henüz açıklamayan 150 inç televizyonun bir küçük ebatı olan ve 108 inç televizyonun fiyatı ise 70 bin dolar.

Düz ekran televizyonların pazar payı hızlı şekilde artarken, LCD ekranlara karşı plazma televizyonların payı düşüyor. Son olarak düz ekran pazarında plazma televizyonların satışları yüzde 21; LCD'lerin ise yüzde 86 arttı.

Plazma tekniği geniş ekranlı ürünler için daha uygun. Ancak LCD televizyonlar daha yüksek ekran ve ses kalitesi sunmalarının yanında, daha az elektrik harcıyorlar. 21 inç büyüklüğünde ilk plazma televizyon 1992 yılında Fijutsi tarafından üretilmişti.

Fujitsu kısa süre önce Plasma TV üretimini bırakmıştı. Sony de bu yönde karar aldığı açıklamasını yapmıştı. Yatırım masraflarının yüksekliği firmaları zorluyor.

Son teknolojik oyuncaklar



ABD'nin Las Vegas kentinde devam eden Tüketici Elektroniği Fuarında (CES-Consumer Electronic Show), yeni teknolojiler sırasıyla tanıtılmaya devam ediyor.

Binlerce yeni ürünün görücüye çıktığı fuarda, özellikle otomobillere uyarlanan teknolojiler dikkati çekiyor.

Bunlardan Delphi firmasının geliştirdiği yazılım, Apple firmasının şöhretli iPhone'unun çok çeşitli özelliklerinin yanı sıra otomobillerin kontrolünde kullanılmasıyla da şaşırtıyor.

iPhone kullanıcıları otomobillerine yerleştirecekleri Bluetooth bağlantısıyla bu yazılım sayesinde, araçlarına girmeden önce otomobillerini çalıştırabilecek, kapılarını kilitleyebilecek veya iç sıcaklığını ayarlayabilecekler. iPhone sahipleri Delphine'in özel geliştirdiği bu yazılımla lastik basınç kontrolü, pencereleri açıp kapama, sıvı seviyesi kontrol ve motoru stop ettirme olanağına sahip olacaklar.

Fuarda ayrıca, otomobillerde kullanılmak üzere geliştirilen, telefon konuşması yapma, uydu konumlandırma (GPS), müzik seçme veya elektronik posta okuma ve internet bağlantısı gibi sistemler de büyük ilgi çekiyor.Örneğin Autonet Mobile şirketinin geliştirdiği ve otomobilin bagajına yerleştirilen küçük bir kutu sayesinde, hücresel genişbant sinyalleri ve Wi-Fi teknolojisi kullanılarak, motorlu araçlarda internet kullanmak mümkün hale geliyor.

Teknoloji uzmanları, araç içi teknolojilerin pazar payının geçen yıl 11 milyar dolara ulaştığını hesaplarken, bu pazarın giderek büyümesi bekleniyor.

HİDROJEN YAKIT HÜCRELİ CADİLLAC

Fuarda ayrıca, dünyanın bir numaralı otomobil üreticisi General Motors da, hidrojen yakıt hücresiyle çalışan Caddilac Provoq marka aracı tanıttı.5 yolcu taşıyabilen ve tek hidrojen dolumuyla 50 km.ye yakın yol katedebilen çevre araç, 100 km hıza 8,5 saniye gibi sürede çıkmayı başararak, bu alanda bir ilk oluşturuyor.

Biri bizi DİNLİYOR



Casus yazılım ve ürünler büyük ilgi görüyor. Telekulaklar her yerde satılıyor..
Türkiye'deki bazı kişi ve firmaların internet üzerinden satışa sundukları “casus” yazılım ve ürünler büyük ilgi görüyor. Çeşitli amaçlar için kullanılan ürünlerle kişilerin özel yaşamı, haberleşme özgürlüğü ve mahremiyeti, kurumların sırları ve iletişimi riske girebiliyor.

CEP KAPALI DA OLSA

Uzmanlar, kişilerin bilgileri dışında yüklenilen bir yazılımın cep telefonu kapalı olsa bile cihazın bulunduğu ortamın dinlenmesini sağladığını belirtirken, bir başka programın ise cep telefonlarındaki mesaj trafiğini ele geçirdiğini belirtiyor. GSM baz istasyonunun yakınına kurulan bir cihaz ise “hiç iz bırakmadan” o bölgedeki tüm cep telefonlarının iletişimi takip ederek, aynı anda yüzlerce konuşmayı kayıt altına alıyor. Kravat ve çantalara gizlenmiş mini kameralara da dikkat çeken uzmanlar, bu cihazların istenilen yere kolayca kamufle edilebileceğini belirterek, kalem, düğme ve vida görünümünde bile kameralar bulunduğunu kaydediyor. Bilgisayar iletişiminin uzaktan takip edilmesini sağlayan programlara da dikkat çeken yetkililer, özellikle kamu kurumlarına ait sistem altyapılarının büyük bir önemle korunması gerektiğine işaret ediyorlar. Yasalara göre ilgili güvenlik birimlerinin haricinde kullanımı ve satışı yasak olan cihazların onlarca internet sitesi üzerinden satıldığını ve büyük ilgi gördüğünü kaydeden uzmanlar, “iletişim özgürlüğü”nün tehdit altında olduğu uyarısında bulunuyor.

Bunlarla dinliyorlar

İnternet siteleri üzerinden satışı yapılan “casus dinleme” ve “bilgisayar takip” sistemlerinden bazıları şunlar:

- Saat görünümlü GSM dinleme cihazı: Duvar saati görünümlü GSM dinleme cihazı, şüphe uyandırmadan yerleştirilen ev veya ofislerin dinlenmesinde kullanılıyor.

- Resim çerçevesinde GSM dinleme cihazı: İçerisine gizlenmiş GSM vericisi sayesinde, bulunduğu ortamı mesafe sınırı olmaksızın dinleme imkanına sahip resim çerçevesi, şık görünümüyle dikkat çekiyor.

- Casus SMS yönlendirme ve takip yazılımı: İnternet üzerinden satışı yapılan casus SMS yönlendirme ve takip yazılımı, yüklendiği cep telefonlarının mesajlaşma trafiğini ele geçiriyor.

- Kapalı cep telefonlarından dinleme yapma yazılımı: “Phone dead” yani “telefon kapalı iken dinleme” sistemi ise dikkat çeken diğer programlardan biri. Hiçbir şekilde telefonda görünmeyen ve tamamen gizli çalışan yazılım, uzaktan bir başka cep telefonu ile kontrol ediliyor.

Uzay teknolojisi kazaları önleyecek



Toyota, ortalama sürücülerin sürüş davranışlarını etkili bir şekilde analiz ederek aktif güvenlik teknolojisi ile trafik kazalarını azaltmak amacıyla inceleme ve geliştirme yapabilmek için sürüş simülatörü geliştirdi. Toyota'nın Japonya'da bulunan Higashifuji Teknik Merkezi'nde kullanılan sürüş simülatörü, Ar-Ge uzmanlarının gerçek hayatta sürüş testi yapmak için çok tehlikeli olan ve özel sürüş şartları gerektiren durumları görmesine olanak sağlayan video, hızlanma simulatörü ve diğer teknolojilere sahip. Gerçeğe çok yakın sürüş deneyimi yaşatan simülatör ile sürücü davranışlarının doğru bir şekilde ölçümlenmesi de mümkün olacak. Sürat hissi, hızlanma, dönüşlerde sürüş konforu ve diğer sürüş özelliklerini içeren gerçek sürüş duygusu yaratılarak güvenilir bir simülasyon gerçekleştiriliyor. Simülasyonda kullanılan ses efektleri de deneyimi daha gerçekçi bir hale getiriyor. Simülasyon sırasında ayrıca, sürat hissini sağlayabilmek için 0.5 G'ye kadar basınç uygulanabiliyor. Sürüş simülatörü temel olarak sürüş davranışlarının analizi, aktif güvenlik teknolojisini geliştirmek ve etkisini doğrulamak amacıyla kullanılacak.

Joystik devri kapanıyor



Geliştirilen yeni sistem insanların hareketlerini tanımlayarak komutları algılıyor.
Joystikleri tarihe karıştıracak “3DV Systems” isimli buluş Las Vegas’taki teknoloji fuarında yılın buluşları kategorisinde finalist oldu.

Sistem iki kamera sayesinde hareketleri algılıyor ve bunları komut olarak oyuna gönderiyor. Örneğin boks maçı oyununda yumruklarınızı sıkıyorsunuz ve gardınızı alıyorsunuz. Oyunda da karakter aynı gardı alıyor ve sizin savurduğunuz yumrukların aynısını savuruyor. Sistem ayrıca parmak işaretlerini de algılama özelliğine sahip. Baş parmağınızı havaya kaldırdığınızda sol, sağ başparmağınızı kaldırdığınızda sağa gidiyor. Orta ve işaret parmağınızı zafer işareti yapmanız ise “onaylıyorum” anlamına geliyor. Yaklaşık 200 dolara mal olan sistemin yakın bir zamanda Nintendo, Sony gibi oyun konsollarında standart hale geleceği belirtildi.

High definition çılgınlığı



LCD ve Plazma alırken dikkat. Televizyonunuz HD uyumlu mu?
Artık miadını dolduran tüplü tv'lerden sonra televizyon piyasasında LCD ve plazmaların gövde gösterisi başladı. Vatan'dan Uğur Koçbaş'ın haberine göre LCD ve plazma teknolojisi aslında şu an ABD ve Japonya'da yaygın bir şekilde kullanılan HD (High definition) yani DVD'den bile daha kaliteli görüntüler için geliştirildi.

HD'Yİ ŞU AN LİG TV VERİYOR

Şu an ülkemizde bu formatta yayın yapan Digiturk'un Lig TV kanalı var. Ayrıca Moviemax kanallarının da zaman zaman HD formatında filmlere yer vereceği belirtiliyor. Piyasadaki Plazma ve LCD televizyonlar "HD Ready" ve "Full HD" olmak üzere ikiye ayrılıyor.

HD READY'E DİKKAT

Bu televizyonların yaptığı HD olarak gelen görüntüleri kendi ekranında görünür hale getirmek.. Yani kalitesini düşürüp seyrettirmek.. Daha teknik açıklamasını yapmak gerekirse HD Ready cihaz, 1920 x 1080 çönünürlükteki HD yayını alır, işler, size 1366 x 768 olarak sunar.

Full HD televizyonlar ise bunun aksine HD olarak gelen yayını HD olarak ekrana yansıtıyor. Yani 1920 x 1080 yayını alır, size 1920 x 1080 olarak izletir.

FULL HD GELECEĞE YATIRIM

Peki HD Ready ya da Full HD bir televizyon aldınız evinize gittiniz. İki TV arasındaki farkı anlayabilecek misiniz? Hayır... Türkiye'de henüz Digiturk'un yukarıda bahsettiğimiz kanalları dışında HD yayın yapan bir kanal olmadığı için iki TV'nin gösterdiği görüntü de hemen hemen aynı olacaktır. Yani şimdi alacağınız Full HD televizyon aslında geleceğe bir yatırım.

EKSİLERİ - ARTILARI

LCD

Artıları:

-Görüntüler net ve parlaktır.
- Titreşim ve radyasyon yok.
- Az elektrik harcar.
- Ömrü uzundur. (75-80 bin saat)
Eksileri:
- Konstrast seviyesi düşüktür.
- Her açıdan aynı kalitede görüntü alınmaz.
- Hareketli görüntülerde "flu"luk oluşur.

PLAZMA

Artıları:

- 7 milyar renkle mükemmel görüntü.
- Her açıdan aynı kalitede izleme.
- Büyük TV'lerde LCD'den daha ucuz.
Eksileri:
- LCD'den daha fazla enerji harcar.
- Ömrü 3 kat daha kısadır. (25-30 bin saat)
- Küçük ve orta boy TV'ler için daha pahalı.

Bilimde MÜTHİŞ adım

Bilim dünyası "hayalet dokunun sırrı" ile çalkalanıyor. Ölmüş bir fareden alınan kalp çalıştırıldı.

Amerikalı bilim insanları, ölü farelerden alınan kalpleri, laboratuvar ortamında nakledilen kalp hücreleri yardımıyla yeniden çalıştırmayı başardı. 8 gün sonra kalp pompalama işlemi yapmaya başladı. Hayalet dokunun sırrı bilim dünyasını altüst etti.

“Nature Medicine” dergisinde yayınlanan araştırmanın, hastalara nakledilmek üzere kök hücrelerden organ üretilmesi çalışmaları için yeni bir açılım olacağı belirtiliyor.

Araştırmayı yöneten Minnesota Üniversitesi'nden Dr. Doris Taylor ve ekibi, ölü farelerin kalplerinden, varolan tüm hücreleri temel kolajen yapıyı bozmadan “yıkadılar”. Geride kalan jelatin benzeri temel yapıya, yeni doğmuş farelerin kalp hücrelerini enjekte eden uzmanlar, bu karışımı besleyici bir solüsyonun içinde “gelişmeye” bıraktı.

8 GÜNDE ÇALIŞTI
4 gün sonra, aşılanmış kalplerin “büzülme” hareketi yapmaya başladıkları gözlendi.

Araştırmacıların, bu büzülmeleri koordine etmek için bir kalp pili kullandıkları, 8 gün sonra kalplerin “pompalama” işlemi yapmaya başladıkları belirtildi.

HAYALET DOKU
Taylor, aldıkları organlardan tüm hücreleri “yıkayarak” ayıkladıklarını, sonuçta ellerinde “hayalet bir doku” kaldığını söyledi. Bu yapı iskeletinin, “kolajen, fibronektin ve laminin” içerdiği belirtildi. Bu “iskeletleri” yeniden çalıştırabilmek içinse, daha iyi işlev göreceği düşünülen henüz olgunlaşmamış hücrelerin kullanıldığı kaydedildi.

Ekibin lideri Taylor, “doğanın, en mükemmel yapı iskelesini ürettiğini farkettiklerini” belirterek, laboratuvar ortamında doğaya gerekli malzemeleri sağlayıp yolundan çekilmenin mümkün olup olmadığını denediklerini kaydetti.

ORGAN ÜRETİLECEK
Uzmanların, gelecek aşamalarda bir domuz ya da kadavradan alınmış “yapı iskeletine” kök hücreler enjekte ederek işlev gören organlar üretmeyi amaçladıkları belirtiliyor.

Araştırma ekibinin, deneyi fare ve domuz kalpleri üzerinde uyguladıkları ancak yalnızca farelerde başarıya ulaştıkları ifade edildi.

Başlangıç olarak tanımlanan bu araştırmanın, bir donör kalbin “iskeletinde” kök hücrelerin gelişebileceğini gösterdiği ve bu nedenle çok önemli bir adım olduğu kaydediliyor.

Yaşlıları uyaran otomobil tasarladı



Yaş ortalamasının giderek yükseldiği teknoloji ülkesi Japonya'da bilim adamları tasarımlarını belirli yaş gruplarına hitaben yapmaya başladı. Japon oyun firması Nintendo için "Beyin cimnastiği" programı geliştiren nörolog ekibi ile Toyota araç firması, yaşla birlikte gelen dikkat eksikliği sorunlarının önüne geçerek, kazaları önleyecek özel bir sistemle donatılan araç tasarımı için kolları sıvadı. 2020 yılında piyasaya sürülmesi beklenen araçta yaşlı şoförün beyin aktivitelerini gözlemleyerek anormal bir durum karşısında haber veren uyarı sistemleri bulunacak. Henüz tüm detayları açıklanmayan projenin başında milyonlarca yaşlıya Nintendo'yu sevdiren "Beyin cimnastiği"nin fikir babası profesör Ryuta Kawashima bulunuyor.

Banka şifresi çalan virüse dikkat!



Bilgisayar güvenliği uzmanları, internette bankacılık işlemleri sırasında şifre bilgilerini çalan ve Windows işletim sisteminde faaliyet gösteren bir virüs hakkında uyarıda bulundu.

Uzmanlar, virüs programının geçen ay çoğunluğu Avrupa'da olmak üzere 5 bin civarında kişiyi etkilediğini ve çoğunun, Microsoft'un tarayıcısının boşluklarından faydalanan bubi tuzaklı web sitelerinin kurbanı olduklarını belirttiler.

Virüs programının, tespit edilmesi zor biçimde kendisini Windows'un içinde gizlemesi dolayısıyla çok tehlikeli olduğunu belirten uzmanlar, bu zararlı programın, sistem dosyalarını değiştirerek dışardan erişime olanak sağlayan ve kendisini gizleyen "rootkit" programcıkları gibi çalıştığını ve kendisini bilgisayarın Master Boot Record (MBR) adı verilen sabit diski üzerine yazdığını kaydediyorlar.

Symantec bilgisayar güvenliği şirketi yetkilileri, Mebroot olarak adlandırılan virüs bir kez kurulduktan sonra çoğunlukla, "keyloggers" adı verilen ve gizli bilgilerin çalınması için klavye vuruşlarını kaydeden programlar gibi diğer zararlı yazılımları da bilgisayara indirdiği uyarısında bulunuyor.

Şimdiye dek 200 binden fazla sisteme bulaşan virüs programlarını hazırlayan ve banka şifre bilgilerini çalmakta uzmanlaşmış bir Rus hacker grubu tarafından yazılan Mebroot virüsünün ilk olarak ekimde ortaya çıkarıldığını belirten uzmanlar, bu virüsle saldırıların geçen ay başında arttığına dikkat çekiyorlar.

Normalde bilgisayar çalışırken kaldırılamayan Mebroot virüsünü tarayarak tespit eden ve kaldırabilen bir yazılımın ise bağımsız bilgisayar güvenliği şirketi GMER tarafından geliştirildiği belirtiliyor.

Televizyonu kapat ayna olsun!



Siz hiç 138 ekran ayna gördünüz mü? İşte teknolojinin son harikası...

Ayna üzerine LCD teknolojisi kullanılarak geliştirilen yeni model televizyon Las Vegas’taki CES 2008 fuarında sergileniyor.

Farklı boyutlarda tasarlanan ayna TV’de yayınları kaydetmek de mümkün

Önceki gün ziyaretçilere kapılarını açan dünyan en büyük teknoloji fuarı CES’te (Consumer Electronics Show) birbirinden yeni teknolojiler sergilenmeye devam ediyor. Tüketici elektroniği piyasasının son model ürünlerinin sergilendiği etkinlikte, aynalar ile LCD ekran teknolojisini buluşturan yeni bir ürün tanıtılıyor.

Ad Notam firmasının geliştirerek 'Mirror Image’ adını verdiği bu patentli teknoloji sayesinde ev, ofis veya farklı mekânlarda kullanılan aynalar, bundan böyle televizyon olarak da kullanılabilecek.

138 ekran ayna

Bugüne kadar birçok tasarım ve konsept ürüne konu olan 'ayna TV’ böylece kullanıcıların hayatına girmiş oluyor.

LCD ekran teknolojisinde yaşanan gelişmelerin ardından oldukça ince formda geliştirilen ürünler sayesinde aynada TV yayınlarını izlemek mümkün oluyor.

15 inçlik (38 ekran) boyuttan 65 inçe (165 ekran) kadar birçok farklı boyutta tasarlanan ürünlerin şu anda kullanılan ince ekranlı televizyonlara göre daha az enerji harcadığı belirtiliyor.

Yüksek çözünürlük

Gelişmiş çözünürlükte yayın kalitesi sunan yüksek tanımlı HD (High Definition) sistemleriyle uyumlu çalışan yeni model ürünler, bilgisayar ve internet bağlantısı özelliğini de destekliyor.

16 GB’lık yerleşik hafıza kapasitesine sahip olan aynalı televizyonlar bu sayede TV yayınlarının direkt olarak sisteme kaydedilip kullanıcının istediği an bu görüntüleri seyredebilmesini sağlıyor. Bunun için yayın teknolojisinin desteklenmesi gerekiyor.

Televizyonu kapat ayna olsun

Radyo frekanslı uzaktan kumanda sistemleriyle de uyumlu olan yeni model ayna televizyon oldukça ince formlu tasarıma sahip. Manyetik bağlantı sistemleri sayesinde aynaların üzerine yerleştirilen LCD ekranlar yüksek kalitede görüntü desteği sunuyor. Ayna üzerinde kullanıcı açtığı zaman aktif duruma geçen televizyon yayınları, kapatıldığı anda kaybolarak yerini aynaya bırakıyor.

Güneş enerjisiyle çalışan buzdolabı



Gazi Üniversitesi tarafından geliştirilen proje ile 3 milyon ev tipi soğutucunun kullanıldığı Türkiye'de yeni teknolojinin yüksek oranda enerji tasarrufu sağlayacağını belirtiliyor.

Gazi Üniversitesi araştırmacıları, güneş enerjisi ile çalışan buzdolabı geliştiriyor.

Doktora tezi olarak başlatılan ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Tezleri (San-Tez) kapsamına da alınan projede, buzdolabının çalışması için gerekli enerji, elektrik yerine, güneş panelleri ve jeotermal ısıkaynaklarından elde ediliyor.

Uzmanlar, 3 milyon ev tipi soğutucunun kullanıldığı Türkiye'de yeni teknolojinin yüksek oranda enerji tasarrufu sağlayacağını belirtiyor.

Projenin yürütücüsü Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Adnan Sözen, projede görev alan Yrd.Doç. Dr. Tayfun Menlik, Yrd.Doç. Dr. Veysel Özdemir ve doktora öğrencisi Engin Özbaş ile ortaklaşa yürüttükleri projenin geçen yıl, doktora tez konusu olarak başlatıldığını ve geçen sürede mini bar üzerindeki deneysel çalışmaları tamamladıklarını bildirdi.

Projede, elektrik enerjisi kullanan buzdolapları yerine, Türkiye'de bol miktarda bulunan güneş ve jeotermal gibi ısı kaynağı ile çalışan buzdolabı üretmeyi amaçladıklarını anlatan Sözen, dünyada bu tür teknolojilerin mini bar üzerindeki örneklerinin bulunduğunu, ancak bunların verimlerinin düşük olduğunu kaydetti.

Literatürde teorik çalışma altyapısı bulunan difüzyonlu soğutma sistemlerinin düşük performansları nedeniyle deneysel amaçlı olarak rağbet görmediğini anlatan Sözen, "Çalışmada önerilen ev tipi ejektörlü difüzyonlu sistemin performansı oldukça yüksek olacaktır. Yaptığımız teorik çalışmalar gösteriyor ki ejektörün bu tip sistemlerde kullanılması performansı oldukça arttırmaktadır" dedi.

Yüzde 35 verim artışı sağlandı

Projedeki araştırmacıların uluslararası hakemli dergilerde konuyla ilgili pek çok yayınının bulunduğunu ve şimdiye kadar yaptıkları çalışmada teorik olarak yüzde 35'e varan verim artışı sağladıklarını anlatan Sözen, yaz aylarında buzdolaplarının alt bölümünden 5 derece istendiğini, mini bar üzerinde yaptıkları deneylerde ise eksi 15 dereceye kadar sıcaklık düşüşünü sağladıklarını ifade etti.

Sistemde sıcak su üretimi için güneş panelleri kullanıldığını, bu panellerle buzdolabına enerji sağlayacak 90 derecelik sıcak suyu elde edebildiklerini söyleyen Sözen, sistemin geliştirilmesi ile büyük kapasiteli soğutucular için gereken daha düşük sıcaklıkların da sağlanabileceğini kaydetti.

"Enerji tasarrufu sağlayacak"

Enerji ithal eden Türkiye'nin, bol miktarda alternatif enerji kaynağı bulundurduğunu ve bu nedenle bu tip soğutuculara ilginin yüksek olacağını belirten Sözen, şöyle devam etti:

"Halen ülkemizde kullanılan yaklaşık 3 milyon ev tipi soğutucu göz önünde bulundurulursa, soğutucu teknolojisinde güneş enerjisinin ve ejektörün kullanımı enerji tasarrufu sağlamasının yanı sıra ülke ekonomisine de katkı sağlayacaktır.

Dünyada halen alternatifsiz olarak kullanılan mevcut absorbsiyonlu soğutucular üzerinde iyileştirmeler yapılarak performanslarının arttırılması hedeflenmektedir.

Ülkemizde mevcut olan bol miktardaki güneş enerjisi ile jeotermal enerji potansiyelinin özellikle Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgesi için yaz aylarında pik yapan elektrik kullanımının azaltılması amacıyla önerilen sistemin klima teknolojisinde de kullanılabilmesine bu çalışma öncülük edecektir."

Sessiz çalışacak, çevreyle dost olacak

Sözen, çevre ile dost, ozon tabakasına zarar vermeyen ve Türkiye'nin doğal kaynaklarından yararlanan proje ile Türkiye ekonomisine önemli bir katkının da sağlanabileceğini dile getirdi.

Çalışmada halen elektrik enerjisi kullanan soğutuculara alternatif teşkil edecek farklı enerji kaynakları kullanabilen yüksek performanslı ürünlerin ortaya çıkarılacağını kaydeden Sözen, proje ile sistemin boyutlarının da küçültüleceğini ve maliyetlerin de azaltılacağını söyledi.

Projede şimdiye kadar üretilen deneysel amaçlı prototip üzerinde kompresör yerine termal kompresör kullanılmasından dolayı sistemin tamamen sessiz çalıştığını aktaran Sözen, ürünlerin bakım gerektirmeyeceğini ve arızalanmanın da çok nadir olacağını söyledi.

Sözen, projenin 1 Aralık'tan itibaren Sanayi Bakanlığı'nın üniversite sanayi işbirliği çerçevesinde yürüttüğü San-Tez projeleri kapsamına alındığını ve sanayi ortağının da Menteşeoğlu Soğutma A.Ş olduğunu belirtti.

Bu proje ile firmanın da prototip bir ürün ortaya çıkarmak için bilimsel alt yapısını güçlendireceğini anlatan Sözen, "Ürüne özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde yüksek miktarda talep gelmesi öngörülüyor. Bu projenin devamında klima cihazlarının da elektrik enerjisi yerine ısı kaynağı ile çalışmasını sağlayacak alt yapıya ulaşacağız" diye konuştu.

Rakiplerini çatlatan bilgisayar



Fotoğrafını görmüş olduğunuz ürün ne bir taşınabilir video oynatıcı, ne de bir dizüstü bilgisayar. Şimdi müsaade ederseniz “Sonunda o soluk benizli bilgisayar kasalarından kurtuluyoruz” diye de sevinç gösterisi yapmak istiyoruz. Şimdiden ofisinizde ya da evinizde yer açmaya hazırlanın. HP’nin öncülüğünde yakın bir zamanda masaüstleriniz şenlenecek. Hatta şu an için tek rakibi Apple’ın da Touchsmart IQ770’ten sonra kıskançlık krizine gireceğini düşünüyoruz.

Huzurlarınızda HP Touchsmart IQ770. Şimdi birçok okurumuz bu ürüne neden bu denli sevinç gösterisi yaptığımızı düşünüyordur. Nedenini hemen söyleyelim. Artık birkaç renge bürünen, hatta üzerinde çeşitli çıkartmalarla kaplattığımız, dede yadigarı bilgisayar kasa tasarımlarından kurtulduğumuzu müjdelemek istiyoruz. Gerçi Apple bu değişimi çok önceden başlatmış, ama PC’lerin boynu bükük kalmıştı. Şıkır şıkır iMac’i görüp görüp iç geçirmiyoruz desek yalan söyleriz. Boynu bükük PC’lerimizi daha da unutturan dizüstü bilgisayarları, iyiden iyiye bizleri masaüstü bilgisayarların karşısına geçirmez hale getirmişti ki, değişimin devamını diğer firmalarında sürdüreceğini umduğumuz yeni nesil masaüstü bilgisayarla karşılaştık. Lafı daha fazla uzatmadan IQ770’i tanımaya başlayalım.

YORULMADAN DOKUNUN
HP yeni ürününün tasarımında bir hayli ter dökmüşe benziyor. İlk bakışta Apple’ın iMac’ini andıran tasarımın farkı, üst bölümün ekran, küçük çıkıntıyla oluşturulan alt bölümünde kasa olarak kullasılması. Tasarım olarak çok beğendiğimiz Touchsmart IQ770’un iki yanına hoparlör konuşlandırılmış. 19 inç büyüklüğündeki ekranı dokunmatik olarak kullanabiliyorsunuz. Ama ürünle birlikte verilen dijital kalemi kullanmanızı tavsiye ediyoruz. “Webcam’siz yapamam” diyen okurlarımız içinde, ürünün üzerinde 1.3 megapiksel HP mikrofondu webcam bulunduğunu da hatırlatalım.

KARAKUTU BULUNDU
Windows Vista Home Premium işletim sistemi kullanan IQ770’in ince tasarımlı kasasının altında AMD Turion X2 1.6 GHz kullanılmış. 2 GB RAM bulunan ürünün ekran kartı da oldukça iyi: NVIDIA GeForce Go 7600 (Windows Vista tarafından bölüştürülmüş, toplamda 528MB'a kadar). Şu ani çin en büyük rakibi iMac’te olduğu gibi Touchsmart IQ770’te de kablosuz klavye kullanılmış. “Yine yer kaplıyor yine yer kaplıyor” diyen okurlarımız için, istediğiniz zaman klavyeyi bilgisayarın alt bölümünde yer alan bölgeye saklayabileceğini söylemek istiyoruz. LightScribe özellikli DVD yazıcısı bulunan bilgisayarın klavyesi de görülmeye değer.

Birçok işlemi, klavye ya da dijital kaleme gerek kalmadan IQ770’in kumandasından gerçekleştirebiliyorsunuz. (Film izleme, müzik dinleme, fotoğraf gösterisi, ekran görüntüsü alma, kanal değiştirme, ses açma kapatma, yayından kayıt, yazıcıya belge gönderme vb.) Klavyenin tasarımı hoşumuza gitti fakat, kumanda biraz daha küçük tasarlanabilirdi. Hazır aklımıza gelmişken, ekranı da büyük bulduğumuzu söylemeden geçemeyeceğiz.

BAŞINDAN KALKAMAYACAKSINIZ
Uzun zamandır kime “televizyon izliyor musun?” diye sorsak, “Bilgisayar başından kalkamıyorum ki” cevabını alıyoruz. Kimi TV kartı sayesinde özlemini gideriyor. Geriye kalanlarsa ya internet sitelerinden ya da DVD, VCD ile takip etmeye çalışıyor. Touchsmart IQ770’in üzerinde tümleşik TV alıcısı mevcut. 320 GB dev hafızaya sahip olan ürün, Vista Media Center arayüzüyle tek dokunmada bulunduğunuz odayı eğlence mekanına dönüştürüyor.
Fotoğraftan da gördüğünüz üzere ürünün arka bölümüne yine HP’nin Photosmart ailesinden A516 veya A618 adlı ürününü konuşlandırabiliyorsunuz. Uzun lafın kısası birkaç tuşta sinema salonuna, birkaç dokunmada müzik odasına çevirebildiğiniz bilgisayarınız, birkoç formatı destekleyen kart okuyucusu ve dock yazıcınız sayesinde odanızı fotoğraf stüdyosına çevirebileceksiniz. Son olarak yeni nesil PC’lerin öncüsü olan Touchsmart IQ770’in 802.11g Wi-Fi, Bluetooth 2.0, Ethernet desteğinin de bulunduğunu yazmak istiyoruz.

TSK'ya teknoloji harikası araç


Uluslararası Tasarım Ödülü alan Dr. Hakan Gürsu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri için yapacağı araç havada, karada ve suda gidecek. Dünya Türk tasarımcının peşinde.

Uluslararası şirketler ve saygın üniversiteler, Türkiye’nin tasarım dahisi ODTÜ öğretim üyesi ve Endüstri Ürünleri Tasarımcısı Dr. Hakan Gürsu’nun (49) peşine düştü. “Volitan” adlı tekne tasarımıyla dünyanın en prestijli yarışmalarından bir kabul edilen ve “tasarımın nobeli” olarak gösterilen Uluslararası Tasarım Ödülleri (IDA 2007) yarışmasında “Geleceğin en yenilikçi ve çevreci deniz aracı” nitelendirmesiyle ödüle layık görülen Gürsu, üniversitelerin teklifini, “ülkemi terk etmiyorum” diye geri çevirdi. Volitan teknesinin üretimi için, büyük bir Fransız şirketiyle ön anlaşma yapıldı.

Göz yaşartacak proje

Gürsu’nun TSK için yürüttüğü çok önemli bir proje var. Bu projenin çok yakında herkesin gözlerini yaşartacağını söyleyen Gürsu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“4 ay sonra daha büyük bir şeye imza atacağız. Savunma sanayiine yönelik çok ciddi çalışmalarımız var. İşler bitti ama şu anda duyurulmuyor. Üç dört aya kadar açıklanacak. Detay veremem ama orduya yönelik çok ihtiyaç duyulan birşeyleri realize ettik. Prototipi yapıldı ve şu anda çalışıyor. İnsanların gözlerinin dolacağı bir proje. Bir araç geliştirdik. Havada taşınıyor, suda da gidiyor, karada da.”

Yangın susuz sönecek

Gürsu, bunların dışında bir başka proje üzerinde de çalıştıklarını belirtirken, “Şu an çalıştığım projenin yanında Volitan çay kaşığı kalır” dedi. Bu projenin, “uyduruktan bir tekneyle Türkler meşhur oldu” laflarını gölgede bırakacağını savunan Gürsu, “Bununla Türklerin de yapabileceğini, beyin gücüne sahip olduğumuzu göstereceğiz. Bu, orman yangınlarına yönelik bir proje. Cayır cayır ormanlarımız yanıyor. Su sıkıntısı çekiyoruz. Susuz orman yangını söndürülebilir. Bunun üzerine çalışıyorum, bu da yakında ortaya çıkacak” diye konuştu.

Kopyacı Türk imajı

Volitan’la gelen ödülün kendisinin 21. ödülü olduğunu anlatan Gürsu, “17 ayda 3’ü uluslararası, 6’sı ulusal 9 ödül aldık. Türklere ve Müslümanlara karşı uluslararası arenada bir önyargı var. Uluslararası fuarlarda Türk standlarının kopya ürün nedeniyle kapatılıp, mühürlendiğini biliyorum. Çinliler, Japonlardan sonra Türklerin hazır ürünleri alıp, kopyalamak eğilimi var. Biz özgür, yaratıcı ürünler yapabileceğimize olan inançla yola çıktık. Farklı bir Türk imajı yaratabilir miyiz düşüncesindeyiz” dedi.

VOLİTAN NEDİR?

Volitan, güneş ve rüzgar enerjisi kullanarak hareket eden, deniz suyunu tatlı suya çeviren, karbondioksit atık üretmeyen, geleceğin alternatif teknelerinden biri olarak tasarlandı. Kendi etrafında 360 derece dönebiliyor.

Vidaya kamera takıldı, özel hayat tarih oldu



Türkiye'de de satışa sunulan bazı yazılım ve cihazlar sebebiyle kişilerin özel hayatı, haberleşme özgürlüğü ve mahremiyeti, kurumların sırları riske girebiliyor.

Türkiye'deki bazı kişi ve firmaların internet üzerinden satışa sundukları 'casus' yazılım ve ürünler büyük ilgi görüyor. Çeşitli amaçlar için kullanılan ürünlerle istenilen kişi ve kurumların bilgisayar iletişimi takip edilebiliyor. Uzmanlar, kişilerin bilgileri dışında yüklenilen bir yazılımın cep telefonu kapalı olsa bile cihazın bulunduğu ortamın dinlenmesini sağladığını belirtirken, bir başka program ise cep telefonlarındaki mesaj trafiğini ele geçiriyor. GSM baz istasyonunun yakınına kurulan bir cihaz ise 'hiç iz bırakmadan' o bölgedeki tüm cep telefonlarının iletişimini takip ederek, aynı anda yüzlerce konuşmayı kayıt altına alıyor. Kravat ve çantalara gizlenmiş mini kameralara da dikkat çeken uzmanlar, bu cihazların istenilen yere kolayca kamufle edilebileceğini belirterek, kalem, düğme ve vida görünümünde bile kameralar bulunduğunu kaydediyor. Yetkililer, özellikle kamu kurumlarına ait sistem altyapılarının büyük bir önemle korunması gerektiğine işaret ediyorlar. Saat görünümlü veya resim çerçevesinde GSM dinleme cihazı, casus SMS yönlendirme ve takip ile kapalı cep telefonlarından dinleme yapma yazılımı, internet siteleri üzerinden satışı yapılan 'casus dinleme' ve 'bilgisayar takip' sistemlerinden bazıları. 'Casus' kameraların da kişi ve kurumları tehdit ettiğini bildiren uzmanlar, bu tip kameraların 70 YTL ile bin 500 YTL arasında satışa sunulduğunu kaydetti. Uzmanlar, bu tür cihaz ve yazılımların Türkiye'de satışının yasalara aykırı olduğuna dikkati çekiyor.