26 Ağustos 2008 Salı

Cepte Numara Tasima Basladi



Avea, 3 operatörün katılımıyla gerçekleşen test çalışmalarında ilk numaranın operatörler arasında başarıyla taşındığını bildirdi.

Avea'dan yapılan yazılı açıklamada, abonelerin numaralarını başındaki kodu ile birlikte tercih ettikleri operatöre taşıyabilmeleri anlamına gelen numara taşınabilirliğinin etkin bir şekilde uygulanması konusunda Avea'nın, çalışmalarına devam ettiği belirtildi.

Bu doğrultuda 3 operatörün katılımıyla gerçekleşen test çalışmalarında ilk numaranın operatörler arasında başarıyla taşındığı bildirildi.

Avea Regülasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Anık, değerlendirmesinde, yaptıkları testlerin, altyapıları ve merkezi veri tabanı sayesinde taşıma sürecinin başlayacağı 9 Kasım 2008 itibariyle abonelerinin, sorun yaşamadan işlemlerini sağlıklı bir şekilde yaptırabileceğini gösterdiğini kaydetti.

Açıklamada, numara taşınabilirliğinin hayata geçtiği andan itibaren abonelerin 5 aşamalı bir süreçten geçeceği ifade edildi.

TAŞIMA 5 AŞAMADA BİTECEK

Abonelerin telefon numaralarını değiştirmeden operatör değiştirebilmelerine olanak tanıyan sistem olan ‘Numara Taşınabilirliği’ hayata geçtiği andan itibaren aboneler 5 aşamalı bir süreçten geçecekler.

1-Abone, kimliğiyle birlikte bir yetkili satıcıya gelir

2- Numara Taşıma Başvuru Formu ve Avea Abonelik Sözleşmesi’ni dolduran aboneye, numarasını değiştirmeden kullanacağı SIM kartı verilir,

3- Abonenin numarasını Avea’ya taşıma talebi diğer operatöre iletilir

4- Diğer operatörün, kimlik bilgilerini kontrol edip taşınma onayını vermesinin ardından, aboneye Avea’dan hizmet almaya başlayacağı zaman SMS ile bildirilir

5- Belirtilen tarih ve saatte abone yeni Avea SIM kartını cep telefonuna takarak hizmeti almaya başlar

''Dijital Gorunmezlik'' Saglayan Elbise



Dünyanın önde gelen takım elbise üreticilerinden Remus Uomo, radyasyon ve elektromanyetik dalgaları geçirmeyen, dolayısıyla ''dijital görünmezlik'' sağlayan elbise geliştirdi.

Remus Uomo, başta cep telefonu olmak üzere çeşitli mobil cihazların yaydığı radyasyondan çekinen kişilere yönelik nanoteknolojik takım elbise üretti.

Özellikle çeşitli mobil cihazların yaydığı dalgaların ''kısırlığa yol açacağı'' iddiasını ciddiye alan erkeklere yönelik takım elbiseler, kumaşının nanoteknolojik ipleri sayesinde vücuda gelen doğrudan radyasyonu yüzde 99 oranında düşürüyor.

Elbise, aynı zamanda ''dijital görünmezlik'' de sağlıyor ve GSM telefonu, ceketin cebindeyken baz istasyonu cihazı göremiyor. Aynı zamanda bluetooth üzerinden dolandırıcılık yapanlar da cihaza ulaşamıyor.

Takım elbise, yaklaşık 500 dolardan satılıyor.

ITU Gunes Arabasi Ekibi Iddiali



İTÜ Güneş Arabası Proje Sorumlusu Burak Aliefendioğlu, 2009 ve sonraki yıllarda yarışmak üzere 4. nesil araçların çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.

İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği bölümü öğrencisi Burak Aliefendioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de TÜBİTAK tarafından ilk kez 2005 yılında düzenlenen Formula G yarışları için bir öğrenci projesi olarak kurulan İTÜ Güneş Arabası ekibinin, ürettikleri ARİBA I, ARİBA II ve İTÜ-RA adlı araçlar ile 2006 ve 2007 yıllarında İzmir, İstanbul ve Ankara'da düzenlenen yarışlara katıldıklarını anlattı.

Aliefendioğlu, şunları söyledi:

''İzmir ve İstanbul'da olmak üzere 2006 yılında iki yarış düzenlendi ve biz ikisinde de şampiyonluğu elde ettik. Bunun yanında birinde üçüncülük, birinde ikincilik kazandık. İzmir yarışında birinci ve üçüncü, İstanbul yarışında birinci ve ikinci olduk. Aynı zamanda, TÜBİTAK tarafından verilen Özgün Tasarım Ödülü'nü kazandık. Yarı final kupalarıyla birlikte o sene verilen 13 kupanın 9'unu biz kazandık. Ciddi bir başarı oldu bizim için. Sonra 3. nesil arabacılar olarak İTÜ-RA adlı 3. aracımızı ürettik. Ankara'da düzenlenen Formula G 2007 yarışlarına katıldık. Birincilik ve ikincilik kazandık. Geleneği bozmayarak Özgün Tasarım Ödülü'nü de elde ettik. Aynı yıl bir de Ankara Otomobil Sporları Kulübü (ANOK) Kupası yarışını kazandık.''

Aliefendioğlu, Özgün Tasarım Ödülü'nün de yarıştaki en ciddi ödüllerden biri olduğunu vurgulayarak, ''Sonuçta yarışlarda aksilikler yaşanabiliyor, belki iyi bir araba kazanamayabiliyor, yarış dışı kalabiliyor ama Özgün Tasarım Ödülü bir raporlama sonucu, en iyi çalışmayı yapan okula veriliyor'' diye konuştu.

Formula G 2008 yarışlarının 26-31 Ağustosta İzmir'de yapıldığını belirten Aliefendioğlu, bu yarışa ARİBA II VE İTÜ-RA araçlarıyla katılacaklarını söyledi.

-GÜNEŞ ARABALARI-

Güneş arabalarının Elektrik, Kontrol, Makine ve Uçak mühendisliği öğrencilerinden oluşan bir ekip tarafından tasarlanıp bilgisayar ortamında aerodinamik testleri yapıldıktan sonra Yonca-Onuk Tersanesi'nde karbon fiberden üretildiğini anlatan Aliefendioğlu, daha sonra motoru, elektrik-elektronik ve mekanik aksamının yerleştirildiğini bildirdi.

Aliefendioğlu, araçların, üzerindeki güneş pilleriyle güneşten aldığı elektrik enerjisini akülere yollayarak depoladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

''Akülerden aldığımız enerjiyi çeşitli güç elektroniği düzeneklerinden geçirerek doğrudan motorumuza veriyoruz ve aracımızı hareket ettiriyoruz. Kullandığımız güneş gözeleri yüzde 21 verimli. Şu ana kadar yarışan arabalar içinde en kaliteli güneş gözeleri bize ait. Üretilemeyecek yüksek teknoloji ürünler olan akü ve güneş gözesi hariç, motorumuz, motor sürücümüz ve her türlü elektrik tasarımını kendimiz yapıyoruz.

Güneş gözelerini ve aküleri yurt dışından getirtiyoruz. Çünkü Türkiye'de bunların üretimi yok, Türkiye'de satılanlar da çok düşük verimli ürünler, yarış için uygun değil. O konuda sıkıntı yaşıyoruz. Akü ve güneş gözelerine ciddi miktarda para yatırmak zorunda kalıyoruz her sene. Mekanik aksamında ise yurt dışından getirilen tek parça, araçların üzerine kaplanan karbon fiber. Dünyada sadece Hollanda'da üretiliyor. Araçlarımız ortalama 80 bin YTL'ye mal oluyor.''

Araçlarıyla girdikleri yarışların bir enerji yarışı olduğuna işaret eden Aliefendioğlu, şöyle devam etti:

''Kesinlikle 'hızlı giden kazanır' diye bir şey yok. İyi hesap yapan kazanıyor. Biz de minimum enerji kaybını amaçlayarak tasarım yapıyoruz. Mesela araçlarımız 4 değil 3 tekerlekli. Bir tekerleğin sürtünme kaybından kurtarıyoruz aracımızı. Arabanın şekli de uzun analizler sonucu ortaya çıkıyor. Çünkü rüzgarda alacağınız fazladan bir sürüklenme, sizi yarışta geriye düşürebilir. Uzun bir tasarım sürecinden sonra üretime geçiyoruz.''

-4. NESİL ARAÇ ÜRETİLİYOR-

Burak Aliefendioğlu, daha verimli yeni bir araç üzerinde çalıştıklarını da belirterek, ''Şu anda 4. nesil aracımızın çalışmalarını yapıyoruz. Bu araç bu yıl değil 2009 ve sonrası yıllarda yarışmak üzere tasarlanıyor. Esas hedefimiz 2009 yılında Avustralya'da düzenlenecek World Solar Challenge 2009'a katılmak'' dedi.

Yurt dışında bu kategorideki araçların saatte 140 kilometre hızla ABD'yi baştan başa geçebildiklerini dile getiren Aliefendioğlu, ''Yapacağımız araba eski arabalarımızdan çok daha üstün, dünyadaki benzerleriyle boy ölçüşebilecek özelliklere sahip bir araba olacak. Amacımız, dünyadaki rakiplerimizle rahatça baş ederek Avustralya'da gelecek yıl Ekim veya Kasım ayında yapılacak dünya yarışında iyi bir derece elde edebilmek'' diye konuştu.

Aliefendioğlu, Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Nejat Tuncay ve Yrd. Doç. Dr. Özgür Üstün ve Dr. Murat Yılmaz'ın projeye danışmanlık yaptığını, elektrik motoru ve motor sürücüsünü tasarladıklarını ifade ederek, ''Bu araçla saatte 195 kilometre hıza ulaşabiliriz ama akü kapasitemizden dolayı bu hızı kısa bir süre yapabiliriz. Akü kapasitemizi artırırsak aynı hızla uzun süre rahatça yol alabiliriz'' dedi.

Araçlarının ilginç yanlarından da bahseden Aliefendioğlu, ''Aracımız tamamen elektrikli bir araba olduğu için sıfır emisyonla çalışıyor. Benzinli bir araba gibi havayı kirletmiyor. Bir yanma olmadığı, tamamen elektrik motoruna dayandığı için sıfır gürültüye sahip'' diye konuştu.

Yurt dışındaki yarışlara hazırlanmak için çok daha büyük bir bütçeye ihtiyaç duyduklarını kaydeden Aliefendioğlu, yeni nesil araç için 350 bin YTL gerektiğini hesapladıklarını, bu miktara daha önceki yarışlarda elde ettikleri ödüller ve sponsorlarla ulaşmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.

16 Ağustos 2008 Cumartesi

Gelecekte Gorunmez Olacagiz



Bilimadamları; insanları ve objeleri görünmez yapabilecek materyalleri yaratmalarına bir adım kaldığını açıkladılar...
Bilimadamları metamateryaller kullanarak 3D objelerin çevresindeki ışığın yönünü değiştirebildiklerini söylediler.

İnsanlar, objeleri ışığın üzerlerinden yansıması veya yayılması yoluyla görürler. Bu yeni karışım materyal “negatif kırılma” özelliği sayesinde ışığın obje tarafından emilmesini veya yansımasını engelliyor ve sadece objenin arkasındaki ışığın görülmesine olanak tanıyor.

Bu buluşlar, Kaliforniya Üniversitesi’Ndeki bilimadamları tarafından yapıldı. Proje ise U.S. Army Research Office (Amerikan askeri araştırma ofisi) ve National Science Foundation'ın Nano-Scale Science and Engineering Center’ı tarafından destekleniyor.

Materyaller, limitli dalga boylarında çalıştıkları için binaların uydulardan saklanması gibi işlemlerde kullanılamayacaklar.

Uc Hatli Cep Telefonu Geliyor



Cep telefonlarında teknoloji sınır tanımıyor. Aynı anda iki hat kullanan telefonlar vardı. Şimdi de üç hatlısı geliyor.

Cep telefonlarında teknoloji sınır tanımıyor. Aynı anda 2 ayrı hat taşıyabilen telefonlardan sonra şimdi de 3 hatlılar geliyor. Antalya merkezli Farklı Faal Group, iki ay içinde Türkiye'yi 3 hatlı cep telefonlarıyla tanıştırmaya hazırlanıyor.

Şirket pazara, patentini aldığı kendi markası TTN Mobile D550 markasıyla girecek. Yeni telefonu önemli firmalara çalışan bir elektronik şirketi üretecek. Aynı anda aktif olabilen 3 hatlı telefonların üretimi için 15 Türk mühendis geceli gündüzlü yurtdışındaki bir fabrikada görev yapıyor. Şirket, televizyon özelliği de bulunacak telefonuna ömür boyu garanti verecek. Farklı Faal Group, 3 ay önce de çift hatlı telefonunu piyasaya sürmüştü.

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Aydın, 3 SİM'li telefonlarla sektörde büyük ses getireceklerini düşünüyor. Pazarda TTN Mobile markası ile 3 aydır var olduklarını belirten Aydın, yıl sonuna kadar model sayısını 6'ya çıkartacaklarını aktardı.

Şirketin hedefi 2009 sonunda yüzde 10'luk pazar payına ulaşmak. Türk tüketicinin yabancı marka bağımlılığına son vermek istediklerini ifade eden Aydın, "Hep dışarıdan satın almaktansa, artık dışarıya satan bir ülke konumuna gelmek istiyoruz. 'Biz niye dünya devi olmayalım?' sorusunu kendimize çok soruyoruz." diye konuştu.

Kendi markaları TTN Mobile ile bunu başaracaklarına inanan Fikret Aydın, "Türkiye'de insanlar marka bağımlılığı da dahil olmak üzere her şeyi çok rahat unutabilir. Pazara ilk giren Sony Ericsson yerini Nokia'ya bıraktı. Nokia nasıl gelip Türkiye'de ürün satıyorsa, bizim amacımız da Finlandiya'da TTN Mobile'ı satmak." açıklamasını yaptı. TTN Mobile telefonlarıyla birlikte araç şarjı ücretsiz veriliyor. Ayrıca yedek batarya, 1 GB hafıza kartı, USB kablosu ve kulaklık da standart donanıma dahil. Şirket, 3 ay içinde 25 bin telefon sattı. Fikret Aydın, "D550 modelimizin muadilleri 450 YTL ama biz 299 YTL'den satıyoruz. Aracıları devreden çıkardık." değerlendirmesinde bulundu.

İlk Benzinli Motora Sahip UFO



İngilizler gelecekte insanları taşıyacak araçların üretilmesine ilham olacak yeni motorlu UFO benzeri bir araç üretti.

Afganistan ve Irak işgallerinde verdiği kayıpları azaltmak isteyen İngiliz Savunma Bakanlığı 9 milyon dolara cephe hattında görev yapacak uçan daire görünümlü bir araç geliştirdi. İlk benzinli motora sahip olan 20 kilogram ağırlığında ve saatte 65 kilometre hızla uçan “Fenstar’ isimli araç uzaktan kumanda yardımıyla kontrol ediliyor. Kızılötesi kamera ve yön belirleme sistemine sahip Fenstar, bomba taşıyabiliyor.

Bilisim Vadisi Nihayet Kuruluyor



Uzun süredir konuşulan bilişim vadisi projesi için ilk adımlar nihayet atılıyor.

Bilişim vadisinin kurulması için görevlendirilen Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın onayının ardından bu konudaki çalışmalara başlanıldığı öğrenildi. Bakanlık, fizibilite çalışmaları için 450 bin YTL ödenek ayrılmasını kararlaştırdı.
Türkiye'yi AB'nin teknoloji üssü yapmaya hazırlanan vadinin, İstanbul'da Taksim-Maslak hattı üzerinde kurulması planlanıyor. Kurulacak bilişim vadisi için, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) aracılığıyla arazi tahsisi yapılacak. Vadide 30 yıl süreli bir işletmeci şirket kurulacak ve vadide bilgi ve iletişim, telekomünikasyon, bio-teknoloji, nano-teknoloji, nöro-teknoloji sektörlerine öncelik verilecek. Vadi için öngörülen gelecek planlamasında, Türkiye'nin, yazılım ve servis sektörünün, donanım sektörünün gerisinde kaldığı, bu nedenle, yazılım ve servis sektörünün gelişimi için ciddi bir strateji çizilmesinin hedeflendiği de vurgulanıyor. Bu arada, bilişim vadisi için öncelikle 50 bin metrekarelik bir alan öngörülüyor. Ancak gelecek yıllarda ortaya çıkabilecek talep artışı göz önüne alınarak, arazinin 500 bin metrekarelik kapalı alana imkân verecek bir şekilde tasavvur edilmesi planlanıyor. Arazinin Milli Emlak gibi kamu kurumlarının elindeki mevcut alanlardan birinin işletmeci şirkete 30 yıllığına geçici olarak terkiyle oluşturulması hedefleniyor. Diğer yandan, finansman için de, kamu kaynaklarından yararlanılması, vadinin işletmeye geçtikten sonra elde edeceği kira ve benzeri gelirlerle, çeşitli fonlardan kaynak aktarımı, Dünya Bankası kredileri gibi alternatifler üzerinde duruluyor. Öte yandan, yapılan hesaplamalara göre, 2008 yılında bilişim sektörü pazarı, 4 milyar 490 milyon dolar donanım, 548 milyon dolar yazılım, 768 milyon dolar da servis hizmetleri olmak üzere toplam 5 milyar 806 milyon dolar olacak. Gelecek 2009 yılında donanım 5 milyar 189 milyon dolar, yazılım 609 milyon dolar, servis hizmetleri de 865 milyon dolar olmak üzere, yıl sonu ulaşılacak rakam 6 milyar 663 milyon dolar. 2010 yılında toplamda 7 milyar 562 milyon dolarlık pazarın, 5 milyar 934 milyon doları donanım, 671 milyon doları yazılım, 957 milyon doları da servis hizmeti olarak tahmin edildi. 2011'de ise donanımda 6 milyar 541 milyon dolar ile pazar büyüklüğünün, 8 milyar 367 milyon dolara ulaşması bekleniyor.

Biyolojik Beyinli Robot



İngiltere'de Reading Üniversitesi'nden bilim adamları fareden alınan sinir hücrelerinden meydana getirilen beyne sahip robot yaptılar.

İngiltere'deki Reading Üniversitesi'ndan Kevin Warwick başkanlığındaki ekip, "Gordon" adı verilen robotun beyninin fareden alınan sinir hücrelerinden meydana getirildiğini, önce solüsyona koyulan sinir hücrelerinin, daha sonra 60 kadar elektrottan oluşan bir "düzeneğe" yerleştirildiğini belirtti.

24 saat sonra bağlantıların meydana geldiğini ve normal beyin gibi bir "ağın" oluştuğunu belirten araştırmacılar, bunun sonucunda beynin robotu denetleyebildiğini söylediler.

Amaçlarının "bilgisayar beynine" göre biyolojik beyinde anıların nasıl arşivlendiğini anlamak olduğunu belirten ekibin başındaki Warwick, tekrarlatarak robota bazı şeylerin öğretilebildiğini, şimdi amaçlarının robota bazı davranışları öğretmek olduğunu ifade etti.

Uzayın derinliklerinde yuva arayan genç bir robotun öyküsünün anlatıldığı Wall.E filminin başkahramanı Wall.E'ye benzeyen "Gordon"ın, duvara çarptığında beyninin bir uyarı aldığı ve robotun edindiği alışkanlıkla "engeli aşabildiği" kaydedildi.

Çalışmaları Alzheimer, Parkinson gibi sinir hastalıklarının tedavisine, anıların nasıl depolandığına ve bu anıların nasıl güçlendirilebileceğine de ışık tutan ekibin başındaki Warwick, "Gordon'un beyni, insan beyninde ne olup bittiğinin basitleştirilmiş hali. Ancak Gordon'un beynine bakabiliyor, onu denetleyebiliyoruz" dedi.

Warwick, ayrıca şu an Gordon'un beyninde 50 bin ile 100 bin sinir hücresinin aktif olduğunu tahmin ettiklerini, farede bu sayının yaklaşık bir milyon, insandaysa yaklaşık 100 milyar olduğunu ifade etti.

Dünyada bu gibi biyolojik beyinler üzerinde çalışan 4-5 ekibin olduğunu söyleyen Warwick, ancak daha önce deneyim ve alışkanlıkla öğrenme konusunda çalışan bir gruba rastlamadığını da vurguladı.

"Gordon" için insan sinir hücrelerinin kullanılması konusundaysa Warwick, "engellerin bulunduğunu, bunun teknikten çok etik bir sorun olduğunu söyledi.

Logitech'ten Yeni Kablosuz Mouse



Dizüstü bilgisayarınızı bir kablosuz fare olmaksızın kullanamıyor musunuz? Logitech V550 ile fareniz için taşıma çözümü arama sıkıntılarınız sona eriyor.

Logitech'in yeni kablosuz faresi V550, "Neden daha önce kimse yapmadı?" diye sormanıza neden olacak bir özelliğe sahip; V550'yi küçük bir düğme ile dizüstü bilgisayarınızın kapağına monte edebiliyorsunuz. Böylece bilgisayarınızı yanınızda gezdirirken fare için ekstradan yer arama zahmeti ortadan kalkıyor. 8 mm minik bir USB alıcı ile bilgisayara bağlanan kablosuz lazer fare, 2 adet kalem pille tam 18 ay çalışıyor. Bu ayın sonunda piyasaya çıkacak olan Logitech V550'nin fiyatı ise 60 dolar olarak tahmin ediliyor.

Misirdan Cep Telefonu Olur mu?



Yeşil teknoloji anlayışına yeni bir boyut getiren Samsung, üretiminde mısır kullanılan E200 Eco cep telefonunu tanıttı. Mısır telefon ne zaman çıkacak?

Samsung'un yeni modeli E200 Eco, teknik özellikleri açısından pek de parlak olmayabilir. 1,3 megapiksel kamera ve MP3 çalma gibi özellikleri bulunan telefonun esas dikkat çekici noktası, mısırdan yapılmış olması! Dış kasasın mısırdan elde edilen biyoplastik malzemelerle üretilen Samsung E200 Eco, yapımı sırasında ortaya çıkan karbondioksit miktarını muazzam oranda indirerek çevreyle dost bir profil çiziyor. Henüz fiyatı belli olmayan E200 Eco, eylül ayında Avrupalı kullanıcılarla buluşacak.

7 Ağustos 2008 Perşembe

Bu Canta Cep Telefonuzu Sarj Ediyor


Bu çanta güneş enerjisinden aldığı güçle cep telefonu bile şarj edebiliyor.

Yapmanız gereken tek şey, çantanızın içine iPod'unuzun, telefonunuzun veya kameranızın fişini takmak ve güneşin ışınlarından enerji almasını sağlamak. O gün güneş varsa, ne ala, yağmurlu bir günde bu çantayı bu amaç için kullanmak, ne yazık ki çantanın şarj işlemini geçersiz kılıyor.

'Güç çantası' olarak da adlandırılan çanta, üzerindeki güneş ışınlarını toplayan paneller sayesinde şarj etme görevi görüyor. Böylece güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviriyor.

Makine Mühendisliğinde okuyan Joe Hynek isimli bir öğrencinin tasarladığı bu teknoloji harikası, bugüne kadar birçok defa tanıtıldı.

Ekolojik ve çevresel yararlar da sağlayan çanta, yıl sonunda yaklaşık 300 dolardan satışa çıkarılacak.

Rengi siyah, biçimi dikdörtgen olan şık görünümdeki çantanın içine konulan bir cep telefonunun ya da iPod'un iki saat boyunca güneş ışınlarını yoğun olarak toplaması şart.

Çantanın toplumun sadece elit kesiminden değil, her kesimden insanların da alabilmesi için fiyatını düşürdüğünü söyleyen Hynek, bu dahice tasarımıyla modaya da yeni bir tasarım getirmiş oldu.

Dijital Fotografcilikta Devrim



Geliştirilen yeni dijital fotoğraf makinesi bir insan gözü büyüklüğünde ve şekli de göze benziyor.

Bilim dergisi Nature’da yayımlanan haberde, bilim adamları, kavisli bir yüzeye mikro-elektronik bileşenler koymanın yolunu bulduklarını, bu şekilde insan gözündeki retinanın bir benzerini geliştirdiklerini anlatıyorlar.

Bu minik alıcılar, kendi aralarında esnek, birbirleriyle bağlantılı, gerilebilir bir ağ oluşturuyor.

Bilim adamları, bu teknoloji sayesinde, daha net fotoğrafları, daha geniş açılarla çeken yeni kuşak fotoğraf makinelerinin geliştirilebileceğini söylüyor.

Buluşun, gerçek gözün yerini tutabilecek biyonik gözlerin geliştirilmesine de yardımcı olabileceği düşünülüyor.

Bu teknolojinin, zaman içerisinde, görme yetisini kaybetmiş insanlara bu yetiyi kazandıracak yapay retinalar olarak kullanılabileceği belirtiliyor.

Ancak bilim adamları, böylesi bir kamerayla, beyin arasında nasıl bağlantı kurabileceklerini henüz saptamadıklarını da vurguluyorlar.

3 Ağustos 2008 Pazar

Cep Telefonuyla Dizustu Bilgisayar Birlesiyor, Fiyatlar Ucuzlayacak



Amerikalı ve Uzakdoğulu bilgisayar üreticileri, yeni bir teknoloji üzerinde çalışıyor. Önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak 4. nesil bilgisayar, cep telefonu ve dizüstü bilgisayarın birleşiminden elde edildi. 7 ile 10,2 inç arasında tasarlanan dört ayrı ürün, 400 dolardan satışa sunulacak.

Türkiye'de ürünü hazırlayan bilişim şirketi Casper'ın Yönetim Kurulu Başkanı Altan Aras Fakılı, yılın ikinci yarısında pazara sunacakları düşük maliyetli bilgisayarların tüketiciden büyük ilgi göreceğini söylüyor. Fakılı, "Telefonla bilgisayar arasında yeni bir segment geliyor. Çok popüler olacağını düşünüyoruz." diyor.

İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte hem masaüstü hem de dizüstü bilgisayar satışlarında talep patlaması yaşanıyor. Yoğun ilgi karşısında HP, Apple, Acer, Compaq, Dell, LG, Fujitsu Siemens, Datron ve Sony gibi dev firmaların hemen hepsi "Mevcut teknolojiyi nasıl daha iyi hale getirebiliriz?" diye ciddi araştırma ve geliştirme çalışmaları yapıyordu. Şirketlerin çağrı merkezlerine gelen istekler ve saha çalışmaları neticesinde ortaya yepyeni bir ürün çıktı. Blackberry'nin oluşturduğu pazarı da fırsat bilen firmalar, cep telefonu ve dizüstü bilgisayarı birleştirerek yeni bir teknoloji geliştirdi. 'Low cost' şeklinde tanımlanan düşük maliyetli bilgisayarların büyük beğeni toplayacağını düşünen sektör temsilcileri, söz konusu ürün grubunu bir bilgisayarla sınırlı tutmayarak dört modele tamamladı. 7 ile 10,2 inç şeklinde hafif ve dizüstü bilgisayarın biraz daha küçüğü şeklinde tasarlanan yeni modeller bilgisayarın tüm işlevlerine sahip. İnternet üzerinden sesli ve görüntülü görüşme de mümkün. Pocket PC olarak adlandırılan cep bilgisayarının ekranının küçük olması sebebiyle dosya üzerinde işlemlerin ve yazıların rahatlıkla yazılamadığını belirten Casper'ın patronu Fakılı, bu tür ürünlerin bir noktada bilgisayar olarak iş görmediğini söylüyor. Masaüstü, dizüstü ve cep bilgisayarından sonra cep ve laptop karışımı yeni bir segmentin oluştuğunu kaydediyor. Özellikle 10.2 inç modellerin notebook olarak iş gördüğünü kaydeden Fakılı, yılın ikinci yarısında bu alana doğru odaklanma olacağına dikkat çekiyor. Yeni segmentte var olacaklarını dile getiren Fakılı, çalışmaların tamamlandığını ve Amerika ile aynı anda Türkiye'de ürünlerin satışa sunulacağını bildiriyor. Ürünlerin 400-500 dolar arasında satılacağını, ancak fiyatların ileriki aşamalarda 300 dolara kadar düşebileceğini ifade ediyor. "Tüketici her zaman yanında taşıyacağı küçük bir laptop olsun istiyordu. Biz de ihtiyaca göre tasarımı yaptık. Dünyada büyüyen bir pazar var. İşe 15 inçle başladığımızda 'Daha küçüğü yok mu?' diye sordular. Dokunmatik ekran istediler. Kişilerin isteklerini dinlemek zorundayız. Daha hafif ürün talebine karşılık biz de yeni ürünleri hazırladık." diye konuşan Fakılı, telefonla bilgisayar arasında oluşan yeni bilgisayarların çok beğenileceğini düşünüyor.

Dokunmatik ekranlı laptop

Beş yıl öncesine kadar masaüstü bilgisayarda firmaların tek ya da iki modeli vardı. Şimdi ise modeller çoğaldı. Hem yerli hem de yabancı üreticiler masaüstü ve dizüstü modellerde artık tasarıma da ağırlık veriyor. Casper'ın da iki ürün grubunda toplam 7 modeli bulunuyor. Bu yılın sonuna doğru üç yeni modelin satışa sunulacağını aktaran Fakılı, özellikle dokunmatik ekranlara ağırlık verdiklerini ifade ediyor. 180 derece dönen ekranı ve dokunmatik özelliği ile rakiplerine fark atan şirket, modele ilginin fazla olması sebebiyle reklam filmi çekti. Masalardaki bilgisayarların da dokunmatik ekrana dönüşeceğini kaydeden Fakılı, kullanılan teknolojinin yüksek ve kaliteli olduğunu söylüyor. Bu ürünler piyasada 1.400 yeni liraya alıcı bulacak. Deneyimli işadamı, şu an 2009'un modelleri üzerinde çalışma yaptıklarını ve geleceğin yüksek teknolojiye kaydığına işaret ediyor.

Krizler aşılacaktır, 2008'den umutluyuz

2007'yi pazar lideri olarak kapatan bilişim devi Casper, 2008'e daha umutlu bakıyor. Global piyasalardaki krizin beklenen bir durum olduğunu ve şirket olarak tedbir aldıklarını anlatan Altan Aras Fakılı'ya göre, sorun rahat aşılacak. Tüm bunlara rağmen agresif bir büyüme hedefi ile yola çıkan şirket, 2013'te bir milyon adet bilgisayar satışı hedefliyor. Geçen yıl 242 bin bilgisayar satışı gerçekleştiren Casper, yüzde 63 büyüdü. Bu yıl 370 bin bilgisayar satmayı planlayan şirket, ilk çeyrekte 73 bin adet sattı. Türkiye'de 3 milyon adet bilgisayar satıldı. Bunun 1 milyon 200 bini dizüstü, geri kalanı masaüstü bilgisayar şeklinde gerçekleşti. Başarının sırrını marka bilinirliğine borçlu olduklarını aktaran Fakılı, Amerikalı araştırma şirketinin sektör sonuçlarını örnek gösteriyor. Nielsen'e göre marka bilinirliğinde Casper yüzde 26,3 oranıyla birinci sırada yer alıyor. Yakın rakipleri HP, Philips, Vestel, Toshiba ve Arçelik'in toplamı Casper'e eşit değil.

Internet, Telefon ve TV'yi Birlestirdi, Rakiplerini Gecti



Kıta genelinde yüzde 25'lik pazar payına ulaşan şirketin İcra Kurulu Başkan Vekili ve Dış Ticaret Başkanı Turan Erdoğan, "Avrupa'da pazar lideriyiz. Hedefimiz bunu korumak." dedi. İngiltere'de yüzde 55, Fransa'da yüzde 35 ve Avrupa genelinde yüzde 25 pazar payına sahip olduklarını kaydeden Erdoğan, dijital kutu satışlarını yüzde 10'luk bir artışla 165 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Erdoğan, "Özellikle ücretsiz kanallara erişimi sağlayan dijital ürün pazarında Avrupa'nın en büyük üreticisi olarak yerimizi aldık. İtalya'da ise, medya setleri arasında ürünleri onaylanan Panasonic, Samsung'un da yer aldığı beş firma içindeyiz." dedi. Avrupa pazarında analog yayınlar döneminin kapanmaya başladığını dile getiren Vestel yöneticisi, bu yıl 3,8 milyon adedi Avrupa'da, geri kalanı Türkiye'de olmak üzere toplam 4,5 milyon IP Set-top Box satmayı hedeflediklerini açıkladı. Vestel, kutu satışlarının ihracattaki payını artırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Turan Erdoğan, geçen yılki ihracatlarının 2,6 milyar dolar olduğunu hatırlattı ve bu yılki hedeflerinin 3 milyar dolar olduğunu belirtti. Erdoğan, "Ciromuz içinde kutu ihracatı az görünüyor. Ama kutu fiyatları düşük. Biz bu alandan çıkıp daha pahalı, hard diskli kutu pazarına kayıyoruz. Cirodaki IP Set-top Box oranı da artacak." diye konuştu. Avrupa'daki liderliklerini yurtiçine de taşımak istediklerini vurgulayan Erdoğan, katıldıkları ve henüz sonuçlanmayan Türk Telekom'un IP TV ihalesini kazanmaları halinde Türkiye'de de pazar lideri haline geleceklerinin altını çizdi. İhaleyle ilgili Erdoğan, "Bu bir paket ihalesi, biz kutuya adayız. İhaleyi kim alırsa alsın, kutuya talibiz. Bu alandaki rakibimiz Uzakdoğulular. İhalenin sonucunun olumlu olacağına inanıyoruz." dedi.

Durgunluğu, futbol bitirecek

Turan Erdoğan, sektördeki durgunlukla ilgili olarak "Türkiye pazarında bir durgunluk olduğu kesin. Fakat ihracat bundan etkilenmese de iç pazarda elektronik ve beyaz eşyada satışlar düştü. Alımlar erteleniyor ama bu durum geçici." dedi. Avrupa Futbol Şampiyonası'nın geniş ekran LCD TV satışlarını artırdığına değinen Erdoğan, "Maçları büyük ekranda izleme hastalığı var. Bu yıl HD (yüksek çözünürlüklü) TV satışlarını da artırmak istiyoruz." dedi. Teknoloji marketleri de 7 Haziran'da başlayacak şampiyonayı dört gözle bekliyor. Tanıtım atağına geçen bazı marketler, banka destekli düzenlediği kampanyalarla LDC ve plazma TV satışlarını artırmayı hedeflerken, bazıları peşin fiyatı düşürüyor.

Ar-Ge'ye ciddi yatırım yapan Vestel, geçen yıl bu iş için 45 milyon dolar harcadı. Ar-Ge'de görev yapan 80 mühendisin önemli bölümünü Amerika'dan getirdiklerini aktaran Erdoğan, bu birim tarafından geliştirilen Pixellence teknolojisinin uluslararası şirketlerin dikkatini çektiğini ifade etti. Bazı şirketlerin bu teknolojiyi almak için görüşme talebinde bulunduğunu anlatan Erdoğan, şu anda açıklayamayacakları projeler üzerinde de çalıştıklarını ve bunlardan birinin üç boyutlu TV olduğunu kaydetti.

Televizyondan kısa mesaj Avrupa ülkelerinde rağbet görüyor

İnternet üzerinden çalışan set üstü kutular (IP Set-top Box) kullanıcılara birçok yenilik sunuyor. Yeni kanalların izlenmesine imkan sağlayan bu teknoloji ile izleyiciler istedikleri filmleri anında alabiliyor. TV üzerinden internete bağlanmayı mümkün kılan teknoloji sayesinde aynı zamanda yine televizyon üzerinden telefonla da görüşülebiliyor. Avrupa'da büyük ilgi gören sistemin sunduğu bir diğer yenilik televizyondan kısa mesaj gönderilmesine imkan sağlaması.

Uzay ve Havacilik Alaninda Yeni Bir Teknik

Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünde hazırlanan ve TÜBİTAK'ın 'Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı (1001)'' kapsamında kabul edilen projenin, sektörün Türkiye'deki gelişimi açısından gelecek vadettiği bildirildi.

Proje yürütücüsü ve Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Oğuzhan Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Uzay ve Havacılık Uygulamalarında Kullanılan Nikel ve Titanyum Alaşımlı Malzemelerde Elektriksel Erozyon İle İşleme Yöntemiyle Hızlı Delik Delme'' adlı iki yıl süreli projelerinin bütçesinin 110 bin YTL olduğunu söyledi.

Tribün kanatlarının jet motorlarında ve uçak motorlarında çok yüksek basınç ve sıcaklık altında çalıştığını, bu sıcaklığı düşürmek için kanallar ya da delikler kullanıldığını, proje kapsamında bu delikleri ''elektriksel erozyon işleme yöntemiyle'' ve yapay zeka araçları kullanarak, maliyeti düşük ve verimli bir şekilde açma çalışması yürüteceklerini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:

''Zeki bir sistem geliştirerek verimliliği arttırmak istiyoruz. Bu bilgisayar programı sayesinde işlemi gerçekleştirecek makineye en uygun parametreler girilecek ve çalışma en verimli şekilde gerçekleştirilecek. Sistem sayesinde makineyi kullanacak operatörün de çok deneyimli olmasına gerek kalmayacak. Bu otomasyona geçişi kolaylaştırıcı bir süreç olacak. Proje kapsamında oluşturacağımız teknolojik sistem sayesinde bu alanda dışarıya olan bilgi bağımlılığımızı ortadan kaldırmak istiyoruz.''

Yılmaz, uçak sanayinin ve havacılık sektörünün pahalı bir sektör olduğunu, uçak ve uçak motoru imalatında Türkiye'nin belirli bir seviyenin üzerine çıkması için çalışmalar yapmak istediklerini belirterek, proje belirli bir seviyeye geldikten sonra Türkiye'de bu teknolojiyi kullanan ya da kullanmak isteyen firmalarla ortak çalışmalar yürütmek istediklerini bildirdi.

Proje yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Tolga Bozdana ise Türkiye'de uçak sanayinin mutlaka gelişeceğini, bu açıdan projenin yakın bir gelecekte bu sektörün önemli bir parçası olabileceğini, sektör için bir altyapı oluşturacağını vurguladı.

Sadece bir projeyle bahar gelmeyeceğini bildiklerini ifade eden Bozdana, ''Bizim hayalimiz sektörde üretim hattı ya da bakım ve onarım hattı kurmak isteyenlerin bize gelerek projemizi kullanmak, projemizden faydalanmak, projeyi hayata geçirmek istemesi'' dedi.

Tolga Bozdana, projeyi sadece teorik olarak düşünmediklerini, projenin endüstriyel bir şekilde uygulamaya dönüşmesini istediklerini kaydetti.

Evinizin Elektrigini Gunesten Karsilayin



Yaklaşık 40 yıldır enerji alanında faaliyet gösteren yerli firma Tunçmatik, küresel ısınmanın artmasıyla önem kazanan alternatif enerji kaynakları alanında yeni bir oluşuma giriyor.

Kendi grubu içinde kurduğu Powergie markasıyla güneş enerjisi sektörüne öncülük etmeyi hedefleyen Tunçmatik, Türkiye pazarına bu alanda komple çözümler sunacak.

Tunçmatik Kyocera İşbirliği

Türkiye'de güneş enerjisinin önemini ve özellikle güneş enerjisi üretim tesislerinin açılmasının gerekliliğini vurgulayan firma, grup markası Powergie'yle güneş panellerine yönelik aralıksız şekilde Ar-Ge çalışmaları yürüten Kyocera'nın Türkiye'deki iş ortağı olarak hareket edecek.

ShiftDelete.Net'in sorularını yanıtlayan ve önemli bilgiler veren Tunçmatik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, güneş enerjisinden nasıl istifade edebileceğimizi ve çok basit bir sistemin bile nasıl fayda sağladığını aşağıdaki videoda, örnek uygulama ile anlattı.

Bu Robot 100 Metreyi 10 Saniyede Kosuyor



İsveç'in başkenti Stockholm'e 100 kilometre uzaklıkta bulunan Vaesteroas kentindeki üniversitenin öğretim görevlileriyle öğrencileri tarafından geliştirilen robot Dasher bugün basına tanıtıldı.

Bir bilgisayardan aldığı komutlarla koşabilen robot, 1.80 cm boyunda, 35 kilogram ağırlığında.

Robotla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Lars Asplund, robotun henüz tamamlanmadığını belirterek, ''Dasher 8 ayda bu hale getirildi ve koşmaya ayarlandı'' dedi.

Prof. Dr. Asplund'un başında olduğu robot projesinde 21 öğrencinin çalıştığı belirtilirken, koşucu olarak tasarlanan robotun ilerde değişik işlerde kullanılmasının düşünüldüğü kaydedildi.