12 Aralık 2008 Cuma

Cep Telefonunda 12 Megapiksel



Mobil telefonlar kameralarında yeni bir rekora imza atan Sony, yeni Exmor algılayıcısıyla bir defada 12 milyon piksel kaydedebiliyor.

Sony, cep telefonlarında kullanılmak üzere üretilen Exmor algılayıcıya sahip kameralarında 12,25 megapiksel çözünürlüğe ulaşmayı başardı. Piksel büyüklüğünü 1,4 µm (mikron, metrenin milyonda biri) boyutuna indiren firma, böylelikle 12,25 milyon piksel barındıran cep telefonu kamera üretiminde bir ilki gerçekleştirdi. İşlemci ve hafızanın yeterli hızda olduğu cihazlarda 1080p videoları 27 kare/saniye, 720p standardındaki videoları ise 30 kare/saniye hızında çekebilen Exmor kameralar, önümüzdeki yılın mart ayına kadar telefonlarda boy göstermeyecek. Sony, Exmor kameraların Sony Ericsson cihazlarda mı yoksa üçüncü şahıs firmalar tarafından mı kullanılacağı konusunda yorum yapmadı.

Konusmayi Yaziya Doken Bilgisayar



Türk teknoloji şirketi CTD Systems, bir ilke imza atarak, Türkçe konuşmaları bilgisayarda yazıya dönüştüren ''dikte'' yazılımını geliştirdi.

Klavyeyi ortadan kaldıracak yeni teknoloji, kullanıcının sesini bir kez bilgisayara tanıtmasının ardından devreye giriyor ve sesle bilgisayara komut da verilebiliyor.

CTD System A.Ş Ar-Ge Müdürü Çetin Çetintürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk araştırmacıları ve girişimcilerinden oluşan şirketlerinin, konuşma tanıma sistemleri üzerine 8 yıldır yürüttüğü çalışmalar sonucu ''dikte'' isimli yazılımı geliştirmeyi başardığını bildirdi. Çetintürk, ''dikte''nin bugüne kadar ''dünyada yapılmış ilk ve tek Türkçe konuşma-tanıma sistemi'' olduğunu belirtti.

Dikte'nin, aynı zamanda ''en yüksek kapasiteli'' konuşma tanıma sistemi de olduğunu söyleyen Çetintürk, ''Bundan sonra Türkçe yazıları, konuşarak bilgisayara yazma imkanına sahip olunacak'' dedi.

-''TÜRKÇE'YE UYARLAMAK ÇOK ZORDU''

Türkçenin sondan eklemeli bir dil olduğundan kelime çeşitliliğinin çok olduğunu vurgulayan Çetintürk, ''Bu nedenle bugüne kadar kimse bu konunun yanına bile yanaşamadı. Geliştirdiğimiz Türkçe konuşma tanıma sistemi, aynı zamanda dünyanın en yüksek kapasiteli, en hızlı sistemi. Algoritmalar, bugünün en modern işlemcilerini sonuna kadar kullanıyor. Hatta 4 çekirdekli işlemciler şu an yetmiyor, 16 çekirdekli istiyoruz. Çünkü insanın algılaması ve tanımasıyla yarışıyoruz'' ifadesini dile getirdi.

Çetintürk, söz konusu teknolojinin kullanımı ile ilgili şöyle konuştu:

''Dikte kullanılırken, kullanıcının mikrofon takması ya da masasında mikrofon bulundurması gerekiyor. Konuşurken mümkün olduğunca düzgün telaffuz etmesi, cümleleri doğru seslendirmesi gerekiyor. Kullanıcının sesini ilk başta bilgisayara tanıtması işlemi 3-4 saat sürüyor. Bu esnada ekranda görülen yazılar uygun bir şekilde telaffuz ediliyor. Hem kullanıcının sesini bilgisayar öğreniyor, hem de kullanıcı sistemi ne şekilde kullanması gerektiğini öğreniyor.

Böylece kullanıcının konuşarak yazı yazması, hatta bunun ötesinde konuşarak elektronik posta yollama gibi klavye ya da mouse kullanarak yapılabilecek komutları da sesle yapması mümkün oluyor.

Diğer kullanımında ise dikte ile chat programlarında da sesi yazıya dönüştürerek karşı tarafa iletebiliyor. Yazılım paketinde outlook entegrasyonu opsiyonel olarak sunuluyor. Birtakım komutları sesle verebiliyorsunuz.''

-300 MİLYAR KELİME KAPASİTESİ-

Çetintürk, geliştirdikleri sistemin bir kelime kökünden 16 milyon kelime türetebildiğini, 25 bin kökü tanıyabildiğini, teorik kelime kapasitesinin de 300 milyar dolayında olduğunu kaydetti.

İngilizce ve Rusça dillerinde konuşma tanıma sistemlerinin 2000'lerden itibaren bulunduğunu anlatan Çetintürk, ''Sistemimize en yakın teknoloji ile farkımız 10 bin kelime yüz bin kelime değil. Sistemi, birkaç milyon kat daha fazla bir kapasiteye sahip olarak geliştirdik. Önümüzdeki yıldan itibaren biz bu işi bütün dünyaya öğretir hale, teknolojiyi tüm dünyaya biz satar hale geleceğiz, çok iddialıyız'' diye konuştu.

Türkçe versiyonun ardından İngilizce versiyonu ile de pazara çıkacaklarını, bu dil için 300 milyar kelime kapasitesinden 100 bin kelime kapasitesine geri döneceklerini ifade eden Çetintürk, şöyle konuştu:

''Böylece bizim yurt dışındaki dev rakiplerimizden çok daha iyisini yapmış olacağız. Bizim elimizdeki teknoloji hepsinden daha iyi.

Teknolojiyi geliştirebilmek için bilinen konuşma tanıma teorisinin ötesinde yapay zeka ve sinyal işleme algoritmalarının üzerine kurulu algoritma ve modeller geliştiriyoruz. Yakın gelecekte eşya ve otomobil gibi yaşamdaki pek çok alanla konuşarak iletişim kurulmasını sağlayan teknolojiler de geliştirilecek. 3-4 yıllık süreçte bu konuşma iletişimlerinin yaygınlaştığını hep birlikte göreceğiz.''

-ÖZÜRLÜLER VERSİYONU DA YOLDA-

Genel versiyonun gelecek hafta teknomarketlerde yerini almasının ardından ortopedik ve görme özürlüler için de ek paketlerin çıkacağını, bu teknolojinin, özürlülerin pek çok işini kolaylaştıracağını belirten Çetintürk, ''Türkiye'de çok ciddi bir görme özürlü grup var. Bu insanlar da artık kendilerine gelen yazıları okuyabilecekler ve cevaplayabilecekler. Ortopedik özürlülerin klavye kullanamayanların da bilgisayar kullanması için önemli bir imkan doğmuş oldu'' diye konuştu.

Çetintürk, söz konusu yazılımın hedef kitlesi ile ilgili şu bilgileri verdi:

''Ülkemizde kitap ya da tez yazmak isteyen çok kıymetli bilim adamları ve sanatçılar var. Ancak bunun için vakitleri yok. Böyle bir teknoloji onların yazım süreçlerini çok kolaylaştıracağı için aslında biz bu işin bilim ve teknoloji ile sanatın gelişimine de katkıda bulunacağını düşünüyoruz.''

Algoritmaları çalıştırmak için İntel ile iş birliğine gittiklerini bildiren Çetintürk, ''Dikte''nin, İntel'in işlemci teknolojisinde iyi sonuçlar verdiğini belirterek, ''En kısa zamanda en doğru sonucu verebilmek için en hızlı işlemciyi kullanmamız gerekiyor. İntel ile bu yönde bir ilişkimiz var'' dedi.

Çetintürk, bir süre sonra konferanslarda, toplantılarda yapılan konuşmaları da tanıyabilen sistemleri pazara sunacaklarını bildirdi.

-İNTEL, AR-GE DESTEĞİ VERDİ-

İşlemci teknolojilerinin önde gelen firmalarından İntel'in desteğiyle oluşturulan ''Dikte'' ile ilgili açıklama yapan İntel Teknik Çözümler Müdürü Uygar Doyuran da teknolojinin, CTD'nin ürünü olduğunu vurgulayarak, İntel'in, geliştirilen yazılımın performansının optimize edilmesi konusunda CTD ile ortak çalıştığını anlattı.

''Dikte''nin, İntel'in çok çekirdekli işlemcileri üzerinde yüksek performansla çalıştığını belirten Doyuran, ''Bundan önce Türkçe konuşmaları tanıyan bir sistem yoktu ve şu an dünyadaki en hızlı teknolojiye sahip bir sistem bu. Bugün bu ürüne rahatlıkla sahip olabiliyorsunuz. Daha önce klavye ve mouse kullanarak yapılan pek çok komutu artık konuşarak yapabileceğiz. Bazı komutları da konuşarak vereceğiz'' dedi.

Doyuran, İntel'in, ABD'de 150 ülkenin yeni teknoloji geliştiricilerinin katıldığı yarışmasında ''Dikte''nin yarıştığını ve ürünün birinci seçildiğini sözlerine ekledi.

Ruyani Kaydet ve Ekrandan Izle



Geliştirdikleri bir aletle retinaya gelen sinyalleri inceleyen Japon bilim adamları, rüyalar ile beyinden geçen düşünceleri dijital ortama aktarmayı başardı..
Bilinçaltının gizemli dünyası üzerindeki sis perdesi artık kalkıyor... Bir grup Japon bilim adamı geliştirdikleri aletle, insan beyninden geçen düşünceleri ve bilinçaltının karmaşık dünyasının görüntülerini bilgisayar ekranına aktarmayı başardı. Bu yolla, uyku esnasında görülen rüyalar ve kimseye açamadığımız düşünceler dijital ortama aktarılarak kaydedilecek. Tokyo'daki ATR Bilişimsel Nöroloji Laboratuvarı'ndaki araştırmacılar daha önce, beyinden alınan basit düşünceleri dijital ortama aktarmıştı.

GİZEM ÇÖZÜLÜYOR
Projeyi yürüten uzmanlar, "Bu teknolojiyi uygulayarak, rüyalar gibi insanların kişisel olarak algıladığı özel imgeleri izlemek mümkün" açıklamasında bulundu. Araştırma grubunun başkanı Yukiyasu Kamitani, "İnsanlar bir nesneye baktıklarında, retinaya bir sinyal geliyor ve gelen sinyal beyindeki görme duyusuna iletiliyor. İşte biz bunları dijital ortama aktararak görüntüleri elde edebiliyoruz" şeklinde konuştu. Kamitani, "Amacımız insan beyninin karmaşık yapısını çözebilmek" ifadesini kullandı. Çağdaş batı dünyasının toplumsal yaşamında köklü dönüşümler yaratan Sigmund Freud'un 100 yıl önce yayımlanan 'Rüyaların Yorumu' adlı kitabından bu yana bilimadamları insandaki bilinçaltının gizemi ve bunun yansıması olan rüyaların sırrı üzerinde çalışıyor.

Is Yerinde Internete Girerken Iki Kere Dusunun



İngilizlerin ünlü Chartered Yönetim Enstitüsü'nün araştırmalarına göre çalışanların üçte ikisinin web üzerinde yaptıkları herşey kayıt altında tutuluyor ve inceleniyor.

İş yerinizde internete girerken iki kere düşünün. Neden mi? Bu araştırma her şeyi açıklıyor.

İngilizlerin ünlü Chartered Yönetim Enstitüsü'nün araştırmalarına göre çalışanların üçte ikisinin web üzerinde yaptıkları herşey kayıt altında tutuluyor ve inceleniyor.

1000 yöneticinin katıldığı araştırmanın sonuçları The Guardian'da yayınlandı. Sonuçlara göre çalışanların %65'inin ofiste internette yaptığı hareketler kayıt altına alınıyor ve hemen hemen o kadar çalışanın bazı internet sitelerine girmelerini yasaklayıcı filtreler kullanılıyor.

Yapılan yorumlarda bu durumun nedeninin internet kullanımının zaman kaybı olduğunu düşünen patronlar olduğu açıklaması yapıldı.

Anket sonuçlarına göre polisler ve siyasi kurumlar izlenmenin en yoğun olduğu çalışma ortamları. Masa başında çalışan polis memurlarının %88'inin internetteki hareketlerinin izlendiği vurgulanırken bu oranın siyasi kurumlarda (valilik, belediyeler vs.) %89 olduğu belirlendi.

Peki filtrelenen siteler arasında en popüler site hangisi? Bunun cevabını aslında hepimiz biliyoruz: Tabi ki Facebook! Patronlar için Facebook adeta çalışanların zamanını çalan bir öcü ve en çok yasaklanan websitesi.

Vatandas 3G Ile Ne Zaman Tanisacak



Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu İkinci Başkanı Galip Zerey, 3G üyeliği için abone merkezlerine hemen gitmeye gerek olmadığını söyledi ve tarih verdi...

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu İkinci Başkanı Galip Zerey, Üçüncü Nesil Mobil İletişim Sistemleri (3G) üyeliği için abone merkezlerine hemen gitmeye gerek olmadığını, bunun belli bir zamana yayılacağını belirterek, ''Nüfusu bin ve üzeri olan yerler, 10. yıl sonunda aşamalı olarak 3G ile kapsanmış olacak'' dedi.

Zerey, 3G'nin 2009 Mayısta kullanılmaya başlanmasının hedeflendiğini hatırlattı. Operatörlerle imzalanan imtiyaz sözleşme taslaklarının Danıştay'a gönderildiğini bildiren Zerey, sözleşmelerin imzalanmasının ardından operatörleri cihazları ithal etmeleri ve sistemlerini kurmaları için 3 aylık bir süre tanındığını belirtti.

Yasaya göre, 3G'yi kullanmak isteyenlerin abone merkezlerine giderek işlem yapmaları gerektiğini belirten Zerey, ancak BTK'nın uygulamayı daha kolay hale getirmek için çalışma yaptığını söyledi. Zerey, ''Abone merkezlerine hemen gitmek gerekmeyecek, zamana yayılacak. Aboneler SMS'le üye olabilecek, '6 ay içinde abone merkezlerine uğrayın' denilecek. 3G'yi hemen kullanmaya başlayacaklar. Zorlayıcı değil, kolaylaştırıcı olması için çalışıyoruz. Kanuna uygun olarak ıslak imza da alınacak ama hemen değil'' dedi.

''YATIRIMA PARALARI KALDI''

İhale sonucunda ulaşılan 970 milyon avronun beklenen bir rakam olduğunu ifade eden Zerey, şunları söyledi: ''İtalya ve İngiltere örneklerinde olduğu gibi yüksek lisans bedelleri almak mümkündü. Ama bunu aldığınız zaman operatörlerin yatırım yapmaya parası kalmıyordu. Bankalardan alınan kredinin belli bir yükü var. Yeterli yatırımı zamanında yapamazlardı. Yatırımı engellememek için lisans bedellerinin makul düzeyde olmasına özen gösterdik. Sonuçtan memnunuz, onların da memnun olduğunu biliyorum. Onların ellerinde de yatırım yapacakları paraları kaldı.''

''ABONE SAYILARINA UYGUN BANTLAR''

3G ihalesinde mobil operatörlerin ''abone sayılarına uygun bantları'' aldıklarını anlatan Zerey, bantlar arasındaki frekans genişliği farkının hizmet kalitesi açısından sorun yaratmayacağını söyledi. A, B ve C bantlarının kalitesinin aynı olduğunu, bütün operatörlerin abonelerine aynı kalitede 3G hizmeti vereceğini ifade eden Zerey, şöyle devam etti: ''En dar frekansı abone sayısı en fazla olan operatör alsa bile şu anda sorun yaşanmazdı ama sorun 5 yıl içinde yaşanabilirdi. Ancak, şu anda en az abone sayısına sahip operatör, lider konuma geçerse, bu frekans aralığında sıkıntı yaşayabilir. İlk 5 yıl hiç sıkıntı olmaz. Abone sayısı oranı böyle giderse de sıkıntı olmaz. Olağanüstü bir gelişme olur da üçüncü operatör birinci olursa o zaman sıkıntı yaşanabilir. Ama elimizde 45 MHz frekans var. Sıkışan olursa buradan vereceğiz.''

1500 TÜRK MÜHENDİSİNE İŞ OLANAĞI

3G imtiyaz sözleşme taslaklarında kapsama alanına ilişkin düzenlemelere yer verildiğine dikkati çeken Zerey, ''Nüfusu bin ve üzeri olan yerler, 10. yıl sonunda aşamalı olarak 3G ile kapsanmış olacak'' dedi. Zerey, 2G'nin imtiyaz sözleşmesinde kapsama alanına ilişkin bir düzenleme olmadığını, bu nedenle operatörlerle yürütülen iyi ilişkiler çerçevesinde kapsama alanının genişletildiğini vurguladı.

3G imtiyaz sözleşme taslaklarında yer alan bir başka düzenlemeye göre de her operatörün aşamalı olarak 500 Türk mühendisi çalıştırma zorunluluğu bulunduğunu ifade eden Zerey, bunun, 1500 Türk mühendise yeni iş imkanı demek olduğunu kaydetti. Zerey, operatörlerin cihazları belli oranda Türk üreticilerden almaları zorunluluğu da bulunduğunu da dile getirerek, uygulamanın dünyada örneği olmadığını söyledi. İmtiyaz sözleşmesinin imzalanmasının ardından iletişim sektöründe hareketlilik beklediklerini anlatan Zerey, 3G'nin küresel kriz ortamında önemli ekonomiye önemli katkı sağlayacağını belirtti.

Şu anda mobil iletişimde data kullanımının çok az olduğunu anlatan Zerey, ''2G'nin hızı çok yavaş olduğunu için insanlar data göndermekte çok zorluk çekiyorlar. Bazen datanın yarısı gidiyor, yarısı gitmiyor. Gittiğinden emin olamıyorsunuz, kalitesi düşük oluyor. 2G'de data kullanımı sese göre oldukça az. 3G'de data kullanımının sese göre fazla olacağını düşünüyoruz'' diye konuştu.

Gmail'den SMS hizmeti başladı



Uzun süre önce duyurulan GMail üzerinden SMS gönderme hizmeti, Google tarafından etkinleştirildi. Peki ayarları nasıl yapılıyor, Türkiye içine göndeirlebiliyor mu?

Google iletişim konusunda sürekli kendisini geliştiriyor. Peki Google bu defa ne yaptı dersiniz? Google'ın haftalar önce duyurduğu Gmail'da SMS uygulaması artık çalışıyor. Şimdilik sadece ABD'deki cep telefonları kapsama alanında olsa da nasıl çalıştığını öğrenip hazırlığınızı yapabilirsiniz. Yakın zamanda bu özellik Türkiye'deki kullanıcılara da, Google'ın Takvim uygulamasını kullananlara gönderilen ücretsiz SMS uyarıları gibi, sunulmaya başlanacak.


Şu sıralarda bu özeliğin etkin olması için hesap ayarlarınızın İngilizce olması gerekiyor. Ama bir kere etkinleştirdikten sonra Türkçe'ye de geçseniz tümleşik sohbet penceresinde SMS seçeneğini görebiliyorsunuz.