28 Ekim 2008 Salı

Milli Uydunun Yazilimi Yerli Olacak



“Milli Haberleşme Uydusu”nun yazılımı tamamen yerli olacak.

Türksat Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, 2015 başında fırlatılması planlanan ilk Milli Haberleşme Uydusu’nun yazılımının tamamen yerli olacağını açıkladı. Uydu tasarımının da yüzde 50’sinden fazla bir oranının yerli olarak TÜBİTAK ile ortaklaşa gerçekleşeceğini kaydeden Dalbay, Fransa’da eğitime gönderilen 22 Türk mühendisin milli uydu projesinde yer alacağını bildirdi.

Meclis KİT Komisyonu’na bilgi veren Genel Müdür Dalbay, Milli Haberleşme Uydusu’nun üretimi ve tasarımının 2005 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla uydu uzay yol haritasına uygun olarak devam ettiğini belirterek, “Bu kapsamda ilk yapılan çalışma Türksat 3 A uydusunun üretim sürecine paralel başlayan teknoloji transferi ve eğitim protokolüdür. Bu kapsamda 22 mühendis Fransa’da bir buçuk yıl teknoloji transferi ve eğitim çalışmasına katılıp, milli haberleşme uydusunun tasarımına da başlamışlardır” dedi.

TÜRKSAT 4A İÇİN ÇALIŞMA

Tasarımın, sistem entegrasyonu safhasında olduğunu kaydeden Dalbay, “Alt modüller tasarlanmıştır. Bunların birbirleriyle entegre çalışması aşamasını katediyoruz” diye konuştu.

Türksat 4 A uydusunun 2009 yılı başında ihale sürecini sonuçlandırıp üretimine başlamayı planladıklarını anlatan Dalbay, “Bu üretim sürecinde de 3 A uydumuzdaki teknoloji transferi ve eğitim protokolünden edindiğimiz bilgi ve tecrübeyi üretim sürecine katılarak da bir üst seviyeye çıkartacağız. 4 A uydusunun üretim sürecine paralel şekilde mühendisler bu süreçte yer alacaklar, bu sayede malzeme ve sistem entegrasyonu bilgisine de sahip olacağız” dedi.

ORAN YÜZDE 50’Yİ GEÇECEK

Dalbay, bu çalışmaları 2011 yılında sonuçlandırmayı, 2012 yılından itibaren de üretim sürecine başlamayı hedeflediklerini söyleyerek, şöyle konuştu:

“Buradaki yerli ve yabancı katkı oranı önümüzdeki yıllarda netleşecek. TÜBİTAK gibi kuruluşların uyduda kullanılacak AR-GE projeleri var. Bu projeler gerçekleştiğinde yüzde 50’yi aşan bir yerli oranına da kavuşmuş olacağız. Bunun yanında uydunun kontrolünü, işletilmesini sağlayan yazılım da Türksat tarafından bilgi teknolojileri alt yapımızla gerçekleştirilecektir. Dolayısıyla elektronik sistemler ve yazılım konusunda da tamamen yerli bir katkı oranına sahip olmayı planlıyoruz.”

Ucan Araba “Transition”



“Transition” isimli bu araç hem karada hem de gökyüzünde gidebiliyor.

ABD’nin ünlü üniversitesi MIT (Massachusetts Institute of Technology) mezunu Carl Dietrich’in geliştirdiği “Transition” isimli araç hem karada hem de gökyüzünde yol alabiliyor.

İki kenarında karaya indiğinde katlanarak kapanan üçer metrelik kanatlar yer alıyor. Ancak bu araca sahip olanların istedikleri zaman karada istedikleri zaman da havada gitmek gibi bir lüksleri olmayacak. Transition’la uçmak için uygun bir pist ve alan bulmak gerekiyor. Yani bir yere uçarak gidebilmek için havaalanının yolunu tutmak şart. Bu nedenle Dietrich araca “uçan araba” demek yerine “karada gidebilen uçak” demeyi tercih ediyor. Kasımda ilk deneme uçuşları yapılacak olan aracın 2009 yılı sonunda da piyasaya çıkması bekleniyor.

Gunes Enerjisinde muthis Devrim



Güneş enerjisi elde etmede büyük bir engeli aşan Amerikalı bilim adamları keşfettikleri bir materyalle güneş ışığındaki tüm enerjiyi soğurmayı başardılar.

Amerikalı bilim adamları, güneş enerjisi elde etmede büyük bir engeli aşan bir materyal keşfettiklerini belirterek, bu melez materyalin güneş ışığındaki tüm enerjiyi soğurduğunu açıkladılar.

Ohio Üniversitesi'nden araştırmacılar, yakalanmalarını daha kolaylaştıracak biçimde elektronlar da üreten bu yeni malzemenin, elektrik ileten plastiği, molibdenum ve titanyum gibi metallerle biraraya getirdiğini söylediler.

Ohio Üniversitesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Malcolm Chisholm, ''Böyle başka melez materyaller de var ama bizimkinin avantajı, güneş spektrumunun tamamını elde edebilmemizi sağlaması'' dedi.

Güneş ışığının, çıplak gözle görülebilecek tüm renk spektrumlarını içerdiğini belirten araştırmacılar, gözün renk olarak yorumladığının, ışığın değişik enerji düzeyi veya frekansı olduğuna işaret ediyorlar.

Bugünkü güneş hücreleri yalnızca ışık frekansının küçük bir bölümünü yakalayabiliyor ve güneş ışığının içerdiği enerjinin küçük bir bölümünü elde edebiliyorlar.

Araştırmalarını Proceedings of the National Academy of Sciences adlı dergide yayımlayan bilim adamları, yeni materyalin, ışıktaki enerjiyi bir seferde tamamıyla soğurabilen ilk malzeme olduğuna dikkati çekiyorlar.

Bitkiler Sanılandan Daha Akıllılarmış



Amerikalı araştırmacılar, bir bitkinin yaprağı hastalığa yol açan bir patojen mikroorganizmanın saldırısına uğradığında, bitkinin köklerinin yararlı bakteriler içeren bir asit salgılamaya başladığını belirlediler.

ABD'nin Delaware Üniversitesi'nden bilim adamları, araştırmalarında, bitkilerin sanıldığı gibi tehlikelere karşı savunmasız ve zararlı mikroorganizmaların insafına kalmış olmadıklarını görürlerken, ayrıca bitkilerin içinde, insan ve hayvanların sinir sistemiyle rekabet edebilecek düzeyde gelişmiş bir sinyal sistemi bulunduğunu ortaya çıkardılar.

Araştırmanın başında yer alan Doç. Dr. Harsh Bais, bitkilerin düşünülenden çok daha akıllı olduklarını belirterek, ''İnsanlar, bitkilerin kökleri yerde, zararlı mantar veya bakterilerin saldırılarına açık olduklarını düşünürler ama biz, bitkilerin dış yardım arama yoluna sahip olduklarını bulduk'' dedi.

Amerikalı bilim adamları, araştırmalarını Plant Physiology adlı derginin kasım ayı sayısında yayınladılar.

Intel'in, Yeni Mobil Islemcisi



Intel'in en performanslı dizüstü bilgisayar işlemcisi Taipei IDF'te gösteri yaptı. QX9300 Extreme Edition'ın sınırları nereye kadar genişleyebiliyor?

Taipei Intel Developer Forum'da çalışır halde gösterilen Intel'in en yüksek performanslı dört çekirdekli dizüstü bilgisayar işlemcisi Core 2 Quad QX9300 Extreme Edition, sunduğu performansla masaüstü bilgisayar kullanıcılarına parmak ısırtıyor. 12 MB önbellek,2,53 GHz saat hızı ve 1066 MHz FSB'ye sahip olan işlemci, ayrıca iyi biçimde hız aşırtmaya (overclock) da tabi tutulabiliyor.

Masaüstü Bilgisayara Ne Gerek Var?

Sahnede yapılan gösterilerde her çekirdeği 3,55 GHz seviyesine çıkartılmış şekilde poz veren Q9300, birCrossFireX kurulumuyla birlikte 3D Mark Vantage testinde, Performance ayarlarında 11139 puan alabiliyor. Bu hızlarda, soğutma sistemi sebebiyle ancak 17 inçlik dizüstü bilgisayar kasalarında çalışabilecek işlemcinin küçük bir sorunu daha var: Tek başına orta halli bir dizüstü bilgisayar kadar pahalı.

Biyolojik Baski Cihazi Insan Organi Uretiyor



Bilginin, bulgunun keşfin sonu yok. Akla gelmeyen oldu. Japon bilimadamı insan organı üreten biyolojik baskı cihazı geliştirdi.

Yeni bir gelişmeye ortak olmak heyecan verici. Arşimet yıkanırken banyoda yüzen hamam tasından esinlenip suyun kaldırma kuvvetini, Newton başına düşen elmadan esinlenip yerçekimi kanununu buldu.

Yazıcıdan esinlendi

Mürekkepli yazıcı da Japon bilimadamı Makoto Nakamura için esin kaynağı oldu. Organ bağışı yetersizliğine çare bulmak isteyen Nakamura, insan hücrelerinin yazıcı mürekkebi gibi püskürtülerek organ oluşturulacağını düşündü. Çünkü, insan hücreleri, yazıcının püskürttüğü mürekkep damlacıklarıyla aynı boyuttaydı.

Araştırmasını geliştiren bilimadamı Nakamura, hücreleri belli bir modele göre mürekkep gibi kat kat püskürtebilen "hücre yazıcısı" geliştirdi.

Püskürtmeli hücre yazıcısı

Yazıcı, püskürtme işlemini milimetrenin binde biri hassasiyetle yapıp, dakikada 1.5 santimetre boyunda hücre dizini oluşturabiliyor. Püskürtme işlemi sırasında hücreler canlılığını muhafaza ediyor.

Mars'ta Hayati Robot Karincalar Kuracak



Avrupalı bilim adamları, dünya benzeri toprak ve suya sahip olduğu belirlenen Mars ta ilk koloniyi robot karıncalarla kurmaya hazırlanıyor.

AB nin fon desteği sağladığı I-Swarm projesi ile Mars a gönderilecek robot karıncalar, gelecekte insanların da yaşamasına imkan verecek kolonileşme hareketinin temelini atacak.

Santimetre ölçeğindeki onlarca mini robotun birlikte gezegeni keşfetmesi, su ve toprağı bir yapıştırıcı ile bir araya getirerek ilk yapıları oluşturması amaçlanan projenin genişletilerek, gelecekte Mars a ayak basacak bilim adamlarının yaşayabileceği evlerin oluşturulması amacıyla da kullanılması umuluyor.

BİRLİKTE AYNI AMAÇ İÇİN ÇALIŞACAKLAR

Almanya, İsviçre, İsveç, Avusturya, Yunanistan, İngiltere, İtalya ve İspanya daki bazı araştırma kuruluşlarının da destek verdiği I-Swarm ekibi, santimetre büyüklüğündeki micro robotların yine kendilerine göre bina yapabilmeleri için çalışıyor. Söz konusu robotlar birbirlerinden bağımsız ancak aynı zamanda birlikte aynı amaç için çalışabilecek.
Mars ta görev yapacak karınca robotların, çevresindeki diğer robotları algılaması ve çevresel etkileşimde bulunması kızılötesi iletişim ile sağlanacak. Robotlardan biri, örneğin yolunda bir engelle karşılaştığında, diğer robotları yolun açılması için çağırabilecek.

Robot inşasında en önemli sorun; güç olarak ön plana çıkıyor. Robotun hareket etmesi için sağlanan güç ihtiyacı, bir cismi kaldırması gerektiğinde katlanarak artıyor. Karınca robotlarda küçük birer güneş paneli bulunuyor.

ROBOTLAR ŞART

Gezegen keşiflerinde ve koloni oluşturulmasında özellikle robotlara çok ihtiyaç duyuluyor. Bu robotlar insan hayatının tehlikeye atılamayacağı bir çok yerde sorunsuzca görev yapabiliyor. Dış gezegenlere insanoğlunun ayak basmasından önce ihtiyaç duyduğu asgari yaşam koşullarının sağlanması noktasında robotların gönderilmesi potansiyel yaşam kayıplarının önüne geçiyor.

Bilim adamlarını mikro robotlar inşa etmesinin temelinde yatan asıl sebep, bir uzay mekiği ile gönderilecek bir büyük robot yerine 10 lu gruplara ayrılmış 100 micro robotun gönderilerek muhtemel arızalara karşı görevin tamamlanmasını sağlamak olarak ifade ediliyor.

Mikro robotlar sadece uzay ya da derin deniz çalışmalarında değil günlük yaşamda da kullanılabiliyor. Çeşitli makinelerin tamiri, insan vücudunda istenilen bölgeye ilaç gönderilmesi ya da tıkanmış kanalizasyonların taşkınlara sebep vermeden yine robotlar tarafından temizlenmesi bunun örnekleri arasında yer alıyor.

Maddenin Yeni Bir Hali Kesfedildi



Evrenin sırları ve madedinn sınırları bir bir ortaya çıkıyor. Kanadalı bilim adamları, elektronik cihaz üretimini etkileyebicek maddenin yeni bir halini keşfetti.

McGill Üniversitesinden araştırmacılar, maddenin yeni halinin, modern transistörlerin üretiminde kullanılanlara çok benzeyen bir materyal olan yarı üç boyutlu bir elektron kristali olduğunu belirtti.

Şimdiye dek yapılan en saf yarı iletken üzerinde çalışırken bu buluşu yapan bilim adamları, kristali, uzay ortamından 100 kez daha soğuk ultra düşük sıcaklıkta soğutulan bir cihazın içinde keşfetti. Materyal daha sonra dünyada şimdiye dek oluşturulan en güçlü devamlı manyetik alana konuldu.

Kanadalı fizikçiler, şaşırtıcı gelişmenin, yarı iletken materyalin içindeki iki boyutlu elektron sisteminin, önceden tahmin edilmeyen bir şekilde yarı üç boyutlu sisteme dönüşmesi olduğuna işaret etti.

McGill Üniversitesinin Ultra Düşük Sıcaklıkta Yoğunlaştırılmış Madde Deney Laboratuvarı Direktörü Guillaume Gervais, buluşla ilgili olarak, "Aslında tam 3 boyutlu olmadı, arasında bir durum oluştu ki bu da tamamen yeni fenomen. Bu teorisyenlerin sevdiği bir durum. Şimdi kafalarını kaşıyor ve modellerine ince ayar yapmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

Araştırmacılar, bulgularını Nature Physics dergisinde yayımladı.

Amerikalı bilim adamları da, 2004'te maddenin şimdiye dek bilinmeyen yeni bir halini oluşturarak, özellikle süper iletkenler alanında büyük bir gelişmenin yolunu açmıştı.

ABD'nin Ulusal Standartlar ve Teknoloji Kurumu ile Colorado Üniversitesinin ortak çalışmasıyla yapılan ve "fermionik yoğunlaştırma" adı verilen yöntemin, elektrik iletimindeki kayıpları azaltacağı belirtilmişti.

3 Ekim 2008 Cuma

60 Megapiksellik Dijital Kamera



Almanya'nın Köln şehrinde düzenlenen Photokina fotoğraf fuarında Hasselblad firması, 50 megapiksellik orta format kamerası H3DII-50'yi tanıttı. Ziyaretçilerin oldukça ilgisini çeken kamera görenleri kendisine hayran bıraktı. H3DII-50 35 bin ytl etiket fiyatıyla satışa sunuldu.

Ancak fuarda dikkati çeken Hasselblad firmasının 2009 Nisan ayı içerisinde satışa sunacağını açıkladığı 60 megapiksellik H3DII-60 modeli oldu. 50 megapiksellik yeni modelin satış fiyatının 40 bin ytl'nin üzerinde olması bekleniyor.

Sarj Aletlerini Cope Atin



Hayatımıza giren birçok yenilik bizi sarj cihazlarına da mahkum etti. Cep telefonumuzu, notebookumuzu yada taşınabilir müzik çalarlarımızı kullanabilmemiz için sık sık şarj ediyoruz. ABD’de bulunan Powermat firması bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak şarj aletlerine mahkumiyetimizi bitirecek yeni bir buluşa imza attı.

Sistemin kullanımı ise çok basit. Cebe sığabilecek büyüklükte yuvarlak bir alıcı ile fare altlığı (mouse pad) şeklinde bir vericiden oluşuyor. Alıcı, bir ara kabloyla daha fazla şarjı olan alete bağlanıyor. Şarj edilmek istenen cihaz vericinin üzerine yerleştirildiğinde, sistem güç transferine otomatik olarak başlıyor. Böylelikle de şarj aletlerinden kurtulmuş oluyoruz.

Yeni Ampul Icat Edene 10 Milyon Dolar Odul



Dünya'da enerji giderek daha da çok önem kazanıyor son yıllarda. İnsanlar, ülkeler ve firmalar da enerjinin bu yükselen değerini göz ardı edemiyor elbette. İşte bu nedenle de artık enerjinin tasarruflu kullanımına yönelik çalışmalar çok daha hızlı ilerlemeye devam ediyor.

Dünyadaki elektrik enerjisinin önemli bir bölümünü aydınlatmada kullanıyor ve ampüllerle sömürüyoruz adeta. Ve bu büyük enerji tüketimi de tüm dünyanın dikkatini ampüller üzerinde yoğunlaştırıyor.

Ampülün yerine aydınlatmada kullanabileceğimiz tek alternatif şu anda LED lambalar. Ancak LED'ler ışık miktarı konusunda ampüllerden çok daha zayıf. Ayrıca üretim maliyetleri de ampüllerden çok daha fazla.

İşte bu yüzden ABD'nin Enerji Departmanı ampülün yerine icat edilecek yeni buluşa 10 milyon dolar ödül vaat ediyor. Bu icadı gerçekleştiren şahıs yada firmalar, vaat edilen büyük ödülün de sahibi olacaklar.