Son yıllarda enfeksiyonun en hızlı yayıldığı ve mikropların barındığı bilgisayar klavyeleri için çözüm aranıyor.
Son yıllarda enfeksiyonun en hızlı yayıldığı ve mikropların barındığı bilgisayar klavyeleri için çözüm aranıyor.
University College London Hospital uzmanlarının geliştirdiği klavye diğerlerine göre çok daha kolay temizlenebiliyor. Klavyenin en önemli özelliği ise kirlendiği zaman kullanıcısına alarm vermesi.
Bu klavye ile bakterilerin bulaşması konusunda önemli bir tedbir almak isteyen uzmanlar klavyelerin klozetten 5 kat daha kirli olduğunu belirtiyor.
Ofis ortamında soğuk algınlığı ya da gastroenterit ile ilgili mikropların kolaylıkla klavye aracılığıyla bulaşabileceğini kaydeden uzmanlar, bu tür bakterilerin hastane ortamlarında kullanılan klavyelerle de çok kolay yayılabildiğine dikkat çekiyor.
Microbiyologların geliştirdiği klavyeler üzerlerindeki bakteri oranını gösteriyor, 12 saatte bir temizlenmeleri durumunda ise bakteri oranı yüzde 70 oranında düşüyor.
Hastanelerde doktor ve hemşirelerin hastaların yanından ayrıldıktan sonra ellerini yıkamadan klavye kullandıklarına işaret eden uzmanlar, hastanelerin klasik klavyelerin yüksek risk ortamlarının başında geldiğini belirtiyor.
Yeni geliştirilen klavyelerdeki sensorlar bakteriler konusunda uyarırken, klavyenin bakteriden arınıp arınmadığı konusunda bilgi veriyor.
Amerikan Power Components tarafından geliştirilen ışık sistemi her 12 saatte bir update ediliyor.
19 Haziran 2008 Perşembe
Kirliyim Alarmi Veren Klavye
14 Ocak 2008 Pazartesi
Bilimde MÜTHİŞ adım
Bilim dünyası "hayalet dokunun sırrı" ile çalkalanıyor. Ölmüş bir fareden alınan kalp çalıştırıldı.
Amerikalı bilim insanları, ölü farelerden alınan kalpleri, laboratuvar ortamında nakledilen kalp hücreleri yardımıyla yeniden çalıştırmayı başardı. 8 gün sonra kalp pompalama işlemi yapmaya başladı. Hayalet dokunun sırrı bilim dünyasını altüst etti.
“Nature Medicine” dergisinde yayınlanan araştırmanın, hastalara nakledilmek üzere kök hücrelerden organ üretilmesi çalışmaları için yeni bir açılım olacağı belirtiliyor.
Araştırmayı yöneten Minnesota Üniversitesi'nden Dr. Doris Taylor ve ekibi, ölü farelerin kalplerinden, varolan tüm hücreleri temel kolajen yapıyı bozmadan “yıkadılar”. Geride kalan jelatin benzeri temel yapıya, yeni doğmuş farelerin kalp hücrelerini enjekte eden uzmanlar, bu karışımı besleyici bir solüsyonun içinde “gelişmeye” bıraktı.
8 GÜNDE ÇALIŞTI
4 gün sonra, aşılanmış kalplerin “büzülme” hareketi yapmaya başladıkları gözlendi.
Araştırmacıların, bu büzülmeleri koordine etmek için bir kalp pili kullandıkları, 8 gün sonra kalplerin “pompalama” işlemi yapmaya başladıkları belirtildi.
HAYALET DOKU
Taylor, aldıkları organlardan tüm hücreleri “yıkayarak” ayıkladıklarını, sonuçta ellerinde “hayalet bir doku” kaldığını söyledi. Bu yapı iskeletinin, “kolajen, fibronektin ve laminin” içerdiği belirtildi. Bu “iskeletleri” yeniden çalıştırabilmek içinse, daha iyi işlev göreceği düşünülen henüz olgunlaşmamış hücrelerin kullanıldığı kaydedildi.
Ekibin lideri Taylor, “doğanın, en mükemmel yapı iskelesini ürettiğini farkettiklerini” belirterek, laboratuvar ortamında doğaya gerekli malzemeleri sağlayıp yolundan çekilmenin mümkün olup olmadığını denediklerini kaydetti.
ORGAN ÜRETİLECEK
Uzmanların, gelecek aşamalarda bir domuz ya da kadavradan alınmış “yapı iskeletine” kök hücreler enjekte ederek işlev gören organlar üretmeyi amaçladıkları belirtiliyor.
Araştırma ekibinin, deneyi fare ve domuz kalpleri üzerinde uyguladıkları ancak yalnızca farelerde başarıya ulaştıkları ifade edildi.
Başlangıç olarak tanımlanan bu araştırmanın, bir donör kalbin “iskeletinde” kök hücrelerin gelişebileceğini gösterdiği ve bu nedenle çok önemli bir adım olduğu kaydediliyor.