9 Mayıs 2008 Cuma

Kızıltepe'nin mucit seyyahı



Kızıltepeli Abdülkerim Korhan hem icatları hem de gezginliğiyle ilçenin en sıra dışı kişisi. Mardin'e ilk televizyon yayınını getiren de o, bölgeye ilk zeytini eken de Tayland'dan Singapur'a sırtında çanta gezen de... Aynı zamanda otogaz sistemleri ustası olan Korhan, pek çok kültürel ve sanatsal aktiviteyi de yerinde takip ediyor..

Eskilerin Akrebi, yenilerin Ataköy dediği bir sınır köyünde bütün oralılar gibi bir kaçakçının oğlu olarak 1 Ocak'ta doğdu Abdülkerim Korhan. Doğduğu sene 1950. Asfalt yollarla ilk kez 10 yaşında karşılaşan Korhan, Raman aşiretine mensup bir ailenin 10 erkek çocuğundan biri olarak doğduğunda, Kızıltepe'de birçok ilki başaracağını kimse düşünemezdi herhalde. Kaçak yolların, kaçak umutların, kaçak sevdaların başkahramanı olan babası bazen yağ götürür, tuz getirirdi karşı taraftan, bazen de gazyağı. Bazen de bir sürü keçiyi dağların eteklerinden gizlice sınırdan geçirir, kalabalık ailesinin geçimini böyle sağlardı: "O zaman dört bir yanımız mayınla çevrilmemişti," diyor Korhan. Karakol komutanının, kaçakçılık yapmaya devam ederse, Divan-ı Harp'e göndermekle tehdit ettiği babasının Hac'dan getirdiği saati kurcalayarak başlayan teknoloji merakı, onu sürekli yeni bir şeyler icat etmeye, hayatı kolaylaştıracak ne varsa onu düşünüp üretmeye yönlendirmiş. Babasının öyle böyle kaçakçı olmadığını, çocukluğunun varlık içinde geçtiğini söylerken biraz müstehzi, biraz da halinden memnun. Diğer kardeşlerinin de kendisi gibi 'zevk adamı' olduğunu anlatıyor. Korhan ailesinde teknolojiye yatkınlık belli ki genetik. Amerika'da yaşayan ve Türkiye'de sadece ilkokulu bitiren kardeşi, Bill Gates'ten bilgisayar mühendisi sertifikası almış, diğer kardeşi güzel sanatların neredeyse her dalıyla ilgili. Korhan'ın iki kızı ebru sanatçısı, oğlu ise yetenekli bir ressam.

TV AŞKINA DAĞA ÇIKTI
Abdülkerim Korhan'ın Kızıltepe'nin sınır boylarında başlayan yaşamı, Adana'da okuduğu motor teknik lisesinde şekillendi. Ezelden beri yetenekli olduğu teknik işlerin erbabı ve iyi bir elektrik ustası oldu. Şimdi bölgenin ilk ve Kızıltepe'nin tek otogaz sistemleri ustası olan Korhan, okuldan mezun olduktan sonra her işte şansını denemiş ve hepsinde de başarılı olmuş. İlk macerası bir sinema salonu açmak olmuş: "1973 ile 1975 arasında Kızıltepe'de bir salon açtım ve bütün vizyon filmlerini buraya getirdim." Televizyonun Türkiye'ye ilk geldiği yıllarda Abdülkerim Korhan da ilçedeki yedi-sekiz televizyon sahibinden biri. Ama şansa bakın ki, Güneydoğu'da sadece Diyarbakır'da televizyon yayınları izlenebiliyor. Annesinin bütün itirazlarına rağmen, evdeki tencere kapaklarını deneyerek bulduğu yansıtıcının daha büyüğünü üretirken çok da zorlanmıyor. Ve o zaman 25 yaşında olan Korhan, televizyon yayını uğruna dağlara çıkıyor. O günleri şöyle anlatıyor: "1974'te Kıbrıs çıkarması olmuştu, herkes ne olduğunu çok merak ediyordu. Evdeki denemelerden sonra arkamızdaki Aslantepe dağına yansıtıcılar koydum ve Diyarbakır'daki yayını aktarıcılarla buraya verdim. Yansıtıcıyı bulduk ama televizyonun nasıl çalıştığını bilmiyoruz. Orasıyla burasıya oynadık, sinyal geldi, sonra baktım haberler başladı." Bütün Kızıltepe Korhan sayesinde televizyon izlemeye böyle başlıyor ama onun görevi bununla da bitmiyor; boşalan aküyü haftada bir dağa çıkarak değiştiriyor, rüzgârla yönü değişen anteni her hafta üşenmeden sabitliyor.

YOKLUKTA AKÜ ÜRETTİ
Korhan'ın mucitlik hikâyesi burada bitmiyor. Sene 1972. Ülkeyi Ecevit Hükümeti yönetiyor, benzin sıkıntısı had safhada, ülkede akü bulunamıyor. "İş başa düştü," diye düşünüyor Abdülkerim Korhan ve başlıyor akü üretmeye. Eski akülerin kurşunlarını eritip kendi yaptığı kalıba dökerek ve çamaşır makinesi merdanesinden geçirerek preslediği aküler bölgede yok satıyor. Üstelik çevredeki işsizlere de bu şekilde iş sağlamayı ihmal etmiyor. Diğer bir icadı ise, nev-i şahsına münhasır bir sulama sistemi. Arazisini sulamak için çok para gerekince, benzinli bir motoru kolayca imal ediyor ve mutfak tüpünü motora monte ediyor: "Bir hortumla tüpü motorun karbüratörüne taktım, bir de regülatör ilave ettim. Böylece dağın yamacındaki suyu tarlama ulaştırdım." Ancak köy halkının bu yöntemden gözü korkmuş olacak ki, Korhan'ı fikrinden caydıramayınca, köyün yolunu değiştirmişler. Dedik ya 'zevk adamı' diye. Çalışmaya da bir nevi hobi olarak baktığı için, macera olsun diye Suudi Arabistan'ın yolunu tutuyor bir keresinde. Orada açtığı elektrik atölyesinde yine eskilerden bildik bir yöntemle, çöpe atılan dinamoları ıslah etmeye ve büyük miktarda para kazanmaya başlıyor: "Ama oradan çok çabuk sıkıldım. Çünkü Arap halkına laf anlatmak, bizim insanlarımıza laf anlatmaktan da zor." Ardından İzmir ve Mersin yılları geliyor. Bir süre sonra sektör değiştirerek narenciye-sebze ihracatına ve nakliye sektörüne giriyor. Moskova ve Leningrad'a sık sık gidiş gelişlerinde bir yandan seyahatin zevkini tatmaya başlarken, bir yandan da Türkiye'de yetiştirilen ürünlerin kalitesinin düşüklüğü nedeniyle bu işi yapmaktan da vazgeçiyor. Ve sonra ver elini ayakkabı ihracatı. Yüz binlerce dolar kazandığı bu sektörde ortağı kazandıkları bütün parayı kumarda kaybedince, hiçbir umutsuzluğa kapılmadan bir yenilik daha katıyor hayatına. Sene 1995 ve Abdülkerim Korhan Türkiye'de henüz sadece İzmir, Bursa ve İstanbul'da tek tük görülmeye başlanan LPG istasyonunu Kızıltepe'de korkmadan açıyor. Şimdi bölgenin ilk ve Kızıltepe'nin hâlâ tek olan LPG tesisine sahip.

Hiç yorum yok: